Gergin bakışların üzerinde gezdiğini hissedebiliyordu Felix.Duvara yaslanıp yere çöken Minho ona öldürücü gözlerle bakıyordu.Felix ise kafasını eğip göz yaşlarını hastane koridoruna dökmekten başka bir şey yapamıyordu.
Kafasını hafifçe kaldırdı ve cesaretle Minho'ya baktı.Bakışlarının nedenini sorgularcasına.Asıl onu bu cehenneme sürükleyen Hyunjin iken şimdi neden kötü bakışların esiri o olmuştu?
"Neden bana bakıyorsun?"
Oldukça korkutucu ve kalın bir ses tonuyla söylemişti Felix.Şu an ağlayan o değilmiş,kaçırılan o değilmiş gibi söylemişti.
Minho ise bakışlarını Felix'den çekip oturduğu zeminden kalkmaya çalıştı fakat sendeleyip tekrar oturduğu gere düşmüştü.Bunun siniriyle hastaneyi inletecek bir bağırış sergiledi.
Sinirle hızla ayağa kalkıp Felix'in yakasından tutup duvara yasladı.
"BANA BAK!FELİX MİSİN NESİN BİLMİYORUM AMA EĞER ARKADAŞIM SENİ KURTARMAYA GELMESEYDİ BAŞINA BUNLAR GELMEYECEKTİ.HER KİM OLURSAN OL UMRUMDA DEĞİL.EĞER ONA BİR ŞEY OLURS-"
Felix bir anda Minho'nun yakasını tuttuğu elini savurdu ve omuzlarından tutup ileri ittirdi.Minho sendeleyip birkaç adım geriledi.
"Ne yaparsın?Döver misin beni?Yoksa...Öldürür müsün?"
Felix hafifçe gülüp konuştu.
"Bir düşün bakalım beni bu bok çukuruna kim bulaştırdı?Ve kurtarması gereken kişi kimdi?"
Felix'in adım adım Minho'nun üzerine gidiyordu.Minho'nun sırtı duvara çarpınca konuşmasına devam etti.
"Hah.Merak ediyorum da korkmam gereken biri misin?Tch...Galiba sen de Hyunjin gibi sersem,hayatını asalak yaşayan,uyuşturucu kaçakçısı belalının birisin.İnsanların hayatını kararttığınız yetmiyormuş gibi bir de başkalarına suç atıyorsun."
Felix Minho'nun yüzüne doğru eğildi ve devam etti.
"Yerinde olsam benimle uğraşmak yerine en yakın arkadaşım için dua ederdim.Çünkü eminim Hyunjin ameliyathanede ölüm savaşı verirken senin beni suçlayacağını görse kırılırdı.Acınası."
Felix bir adım geriledi ve Minho'nun tuttuğu nefesini vermesini sağladı ve ameliyathane koridorunda ilerleyip gözden kayboldu.
...
Hyunjin bu kokuyu nerede tatsa bilirdi..Alkolün,eterin buram buram kokusu gelmişti çoktan burnuna.Etrafını saran ve onu mayıştıran bu kokuyu,hastanenin kokusunu hatırlamıştı.Hafifçe araladı gözlerini Hyunjin.Gözünü açtığı anda görüş alanına giren perdeye ve arasından sızan güneş ışığına baktı.Ardından sağa yatık boynunu düzleştirdi ve ağzıyla burnunu kaplayan oksijen tüpünün altından sırıttı.
Uzun zaman olmuştu buraya gelmeleyi.Ne tesadüftür ki kader hep aynı hastaneyi,aynı koridorları,aynı odayı getiriyordu karşısına.Dejavu yaşıyordu her bir parçasına baktıkça hastanenin.Koltuklar,monitör,serum ve kalp atışlarının sesi.Her bir yerinde ayrı bir hatıra.İyisiyle kötüsüyle.
Odanın bir yerinde serum takmamak için direnen,ağlayan 11 yaşında bir çocuk duruyordu.Tekrar yaşıyordu eski anlarını.Gözlerini yumup tekrar gülümsedi Hyunjin.Gülmeyi bırakıp gözünü açtığında 11 yaşındaki çocuk büyüyüp 17 yaşındaki serseri liseliye dönüşmüştü.Bu sefer de ağlıyordu genç.Odanın bir diğer köşesinde,sevgilisinin hayata geri dönüşüne,kalp atışlarını monitörde duymanın sevincine ağlıyordu.
Sonra Hyunjin başka bir sahne hatırladı.Bu sefer ağlama sesine monitörden gelen ince uzun tiz ses de eklenmişti.Bunu da nerede görse,nerede duysa tanırdı.Bir insanın hayatına veda ediş sesi.17 yaşındaki genç çocuk sevgilisinin elini zorla bıraktırılıp morga götürülüşünü izliyordu.
Ve bu sefer daha da büyük sırıttı Hyunjin.Kafasını anılarını lanetler bir şekilde acıyla sağa sola salladı.Gülmeye devam ediyordu dişlerini göstermeden.Bir damla yaş akmasına izin verdi gözlerinden.İşte şimdi daha rahattı.İçinde biriken hüzünün,acının boşalmasına izin vermişti.
...
Off gene yazıcam dediğim bölümleri 1 hafta sonra yazıyorum.Bu arada eve geldim daha aktif olmaya çalışıyorum ama olduğu kadar.Hyunjin'in az önce gördüğü kişiler küçüklüğünde yaşadığı şeylerden birer kesitti.O da anılarını gördü falan işte.O anları flashbackle sonra yazmayı düşünüyorum.Tamam şimdi diğer bölümü yazmaya gidiyorum bbHyunlix supremacy btw ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You better run away🏃//Hyunlix
Teen FictionHer gün okula giderken evlerin ziline basıp kaçan Hyunjin,hayatını düzene sokmuş ve sakin yaşayan Felix'i kendi bok çukuruna bulaştırıyor...