Kahve bardağını masaya bıraktığında çıkan tok ses hoşuna gitmişti Felix'in.Bir indirip bir kaldırıyordu.
Hipnoz olurmuşçasına bardağı izliyor ve şarkı sözleri mırıldanıyordu.Bu onun bir tür düşüncelerini toplama şekliydi.
Hyunjin'in ne zaman kalkacağını bilmiyordu.Kalkmasını istiyor muydu bundan da emin değildi.
Çıkmaza girmiş gibiydi.Sevgisi ağır basıyordu ama Felix mantık adamıydı.
Sonra düşündü.Acaba bir kere mantığıyla değil de kalbiyle hareket etseydi?Hem denemekten zarar gelmezdi değil mi?
Gelir miydi?
Son düşüncesinden sonra kaldırdığı bardağı hızla yere indirdi.Fakat içindeki kahvenin bir kısmının masaya dökülmesine neden oldu.
Gözlerini kapatıp duygularından arındığına emin oldu ve masadan kalkıp tezgahtaki bezi aldı ve masaya dökülen kahveyi silmeye başladı.
Bir yandan siliyor bir yandan dün geceyi düşünüyordu.Yanında yatmıştı.Yanağını okşamış,uzun uzun gözlerine bakmıştı.Onu anlamaya çalışmış,onunla beraber gülmüş onunla beraber uyumuştu.
Hafif tebessüm etti Felix.Hoşuna gitmiyor değildi.Hyunjin...çekici biriydi.
"5 dakikadır aynı yeri siliyorsun çilli"
Arkasından gelen sesle bir anda sıçradı Felix.
Yavaşça süzdü Hyunjin'i.Üstünde ona verdiği siyah t-shirt ve mavi şort vardı.Saçları dağınık ve pamuk gibi görünüyordu.Dudakları şişmiş pespembe olmuşlardı.
Yüzüne çok şirin bakıyordu.Vücudundaki alkol sanki tam etkisini yitirmemiş gibiydi.Hâlâ sersem bakıyordu.
"Kahve ister misin?"
"Olur."
Felix Hyunjin'in de kalkacağını hesaba kattığı için su kaynatmıştı.Kahveyi hazırlayıp geldiğinde Hyunjin sıcak bir gülümseme sundu Felix'e.
"Dün geceyi...hatırlıyor musun?"
Hyunjin Felix'in bu sorusuna karşı hafif sırıttı ve kahve bardağını iki ekiyle kavrayıp oraya odaklandı.
"Eh işte."
"Anladım."
Hyunjin gülüşünü biraz daha arttırıp sırtını yasladığı sandalyede diklenip kahve bardağını masanın ucuna doğru ittirdi ve Felix'in ellerini sarmaladı.
"Zor olan ne Felix?Sadece bilmek istiyorum."
Felix derin bir nefes aldı ve gözlerini ellerini sarmalayan ellere dikti.Hiçbir zaman takmayı ihmal etmediği yüzükleri,ince uzun parmaklarında kusursuz görünüyorlardı.Hyunjin'in elleri,Felix'in ellerini görünmeyecek kadar kaplamıştı.Bir an onu da sarıp sarmalamasını,korumasını istedi.
"Bilmem.Hayatım bir düzene girmişken bir anda hayatıma girmen falan...anlarsın ya...çok hızlı gelişti her şey.Ayrıca...sen de çok hızlısın."
Pür dikkat Felix'e bakan gözlerini,biraz mutfak perdesinden yansıya ışığa dikti Hyunjin.Hafifçe ellerini geri çekti ve konuştu.
"Haklısın."
Konuyu değiştirmek istermişçesine derin bir nefes alıp sandalyede geriye yaslandı ve parmaklarına dalmış olan Felix'e bir soru yöneltti.
"Kaydını aldıracak mısın?"
"Hayır.Vazgeçtim.Çok kötü bir şey olmadığı takdirde almayı düşünmüyorum."
Günün en güzel haberini almıştı Hyunjin.Bundan daha güzeli gelmez diye düşündü.Çok sıcak bir gülümseme sunup sandalyeden kalktı ve üst kata doğru çıkmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You better run away🏃//Hyunlix
JugendliteraturHer gün okula giderken evlerin ziline basıp kaçan Hyunjin,hayatını düzene sokmuş ve sakin yaşayan Felix'i kendi bok çukuruna bulaştırıyor...