3. Bölüm

119 12 3
                                    

Araba babamın saray da düklerin çalıştığı iş binasının önüne gelince korumam olan şövalyelerden birisi kapıyı açtı ve inmemde yardımcı oldu. Beyaz uzun merdivenleri çıkarken insanların bana bakışlarını hissettim. Bu tuhaf duygu utanmamı sağlıyordu. Önce ki hayatımda kimse benim bu kadar farkımda değildi. Fakat şimdi... Tüm ilgi odağı ben olmuş gibiydim.

Binanın içine girdim. İçeride çalışanlardan birisi hemen yanıma gelip reverans yaptı ve sesini duyurdu. "Leydi Charlotte... Size nasıl yardımcı olabilirim?"

Gülümsedim. Rayne yanımda dikilirken elinde tuttuğu sepeti gösterdim. "Babamı ziyarete geldim. Lütfen benim geldiğimi haber verir misiniz?"

Adam yeniden ondan istediğim ricayı onayladı ve onu takip etmemi sağladı. Büyük kubbeli binada yürürken merakımı gizlemek için çok uğraştım. Demek sarayın yan binaları böyle oluyordu. Burası muhteşem bir güzelliğe sahipti. Adam bizi bahçeye çıkardı ve beklememiz için bir çardakta oturmamızı sağladı. Bir süre dışarıda bekledik. Ardından aynı çalışan bizi buldu ve "Dük Leonard şu an bir toplantıda olduğunu ve bir süreliğine sizin bekleteceğini söyledi. Bu zaman boyunca benden istediğiniz bir şey var mıydı?" diye konuştu.

Başımı hayır der gibi salladım fakat burada öylece oturmak can sıkıcıydı. Belki bir kütüphane olabilirdi. "Aslında babamı beklerken bir kaç kitap okumak isterim. Beni kütüphaneye götürebilir misiniz?"

Şövalye bana şaşkınca baktı. Yüzümü sakince izlerken yüzünün hafif kızardığını gördüm. Belki de eski Charlotte'ten daha farklı olup bu denli kibar oluşum onu şaşırmıştı. "Peki leydim. Lütfen beni takip edin."

"Rayne bu senin için ağır olmalı. Sizden ricam bu sepeti bizi kütüphaneye bıraktıktan sonra babamın ofisine bırakabilir misiniz? Rayne genç olsa bile bu kadar ağır bir şeyi saatlerce taşıyacağından şüpheliyim."

Şövalye aynı şaşkınlıkla beni izlerken Rayne sesini yükseltti. "Lütfen leydim ben böyle iyiyim. Beni düşünmenize gerek yok!"

Ona göz ucuyla baktım. Yüzünü eğmiş ve sanki bir hata yapmış gibiydi. "Sen benim en değerli yardımcımsın. Seni böyle hırpalayamam. Lütfen ona yardım edin, Bay Şövalye." Şövalye hemen dediğimi yapıp Rayne'nin elinden sepeti aldı.

Bahçenin içinde yürürken sonradan bir şey fark ettim. Burası muhteşem güzelliklerle çevrili bir sihirli orman gibiydi. Renkli çiçekler ve güller eşsiz güzelliğe sahipti. Onları izlerken bir süreliğine durduğumun farkına varamadım. "Leydim bir sorun mu var?"

Rayne bana seslenirken ona döndüm ve içten bir tebessüm ile karşılık verdim. "Hayır, bu güller oldukça güzel gözüküyorlar."

Rayne gülümsedi. "Siz çocukluğunuzdan beri güllere her zaman çok değer verirdiniz. Uyandığınızdan beri öncesine nazaran daha nazik ve kibar olduğunuzu biliyorum. Fakat en güzel şey ise hala içinizde güzel olan anılarınızın saklı olması." Ona şaşkınca baktım. Demek eski Charlotte'in aksine ben fazlasıyla yumuşak birisiydim. Charlotte bencil ve her zaman daha fazlasını isteyen birisiydi. Yaptıkları gerçekten çok kötü şeylerdi. Fakat o artık burada değildi. Yani tüm bunlar geçmişte kaldı. "Üzgünüm, Leydim. Size böyle şeyler söylemek istememiştim."

Utançla başını eğip af dilerken ne kadar tatlı olduğunu düşündüm. Rayne ne olursa olsun kibirli olan Charlotte'in bile yanına duran birisiydi. Aldığından daha fazlasını hak ediyordu. "Eskiden yaptığım şeyleri hatırladıkça bazen pişmanlıkla doluyorum. Bu yüzden söylediklerinde haklısın. Bundan sonra daha fazla çalışıp aileme laik bir kız olacağım."

Rayne hem şaşkınlık hem de gözlerinde bir umut ışığı ile bana baktı. Yolumuza devam ederken şövalyenin her şeyi duyduğunu biliyordum fakat bunu önemsemiyordum. Artık eski Charlotte'in geçmişte kaldığını ben yani Kamelya olan Charlotte'in yerine geldiğini bilinmesi gerekiyordu. Eski ünümü yok etmem gerekiyordu.

Leydi Charlotte: Kraliyet KamelyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin