14. Bölüm

500 52 70
                                    

Sevgiyle kalın.

Sevgiyle kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

14. Bölüm: Gözümdeki Deniz

Cemre'den
Araba durduğunda büyük tahta kapıya kaydı gözlerim. Arabanın dikiz aynasından kendime bakıp saçımı düzeltip yağmurdan dolayı akan rimelimi sildim. "Bari üzerimizi değişseydik. Böyle ıslak ıslak, olmaz ki."

"Ne güzel işte sırılsıklam aşık olduğumuzu görürler." Deniz'in espirisini karşı yüzümü buruşturmamak için zor durdum.

Arabanın kapısı açılınca bana bakan adama baktım. Evlerinde vale mi vardı? Görende kraliyet ailesi sanar. Adama tebessüm ederek arabadan çıktım. "Hiç gerek yoktu, ben kendim açardım kapımı. Ama teşekkürler."

Adam mimiksiz yüzle bana baktı. Bence de önemli değil. Arabadan inen Deniz'in yanına doğru ilerleyip onunla yürüdüm. "Hazır mısın?" Dedi kapıdan girerken. Cevap vermedim.

Ortasında büyük bir ağaç olan avlu mermerlerle kaplanmıştı. İlk dikkatimi çeken eski duran üstü açık çardak ve gereğinden fazla olan uzunluğuydu.

Çardağın yanında duran kadın Denize doğru yürümeye başlayınca onları izledim. Şefkatle denize sarılıp sırtını sıvazladı. "Hoşgeldin oğlum. Bu halin ne?" Denizden ayrılıp beni fark ettiğinde bana da başıyla selam verdi. "Sende hoşgeldin kızım."

Annesi olup olmadığından emin olamayarak kadının elimi öptüm. "Hoş bulduk."

Deniz beni kendine çekip eliyle kadını gösterdi. "Bu Makbuş. Bu evdeki sana her durumda yardım eder. Ayrıca börekleri mükemmel." Annesi değildi. Ama sevdiği biri olduğu kesindi.

"Sevindim buna, börek severim. Cemre bende. Memnun oldum Makbuş hanım." Elimi uzattım gülümseyerek.

"Hanım nedir kızım? Makbuş de bana." Dedi sevecen bir tavırla. Başımla onayladım.

"İçerde durumlar Ne?" Dedi Deniz kapıdan içeriye bakmak için kafasını uzattı.

"Ağam ve hanımım daha gelmedi. Halanlar biraz gergin. Kırmızı saçlı bir kız var. Durmadan bir şey anlatıyor. Birde biraz edepsiz-"

"Biraz kelimelerimizi seçersek yalnız." Sinirle sözünü böldüm. Her konuya tahammülü vardı, ailesi bildiklerine karşı yapılan şeyler hariç. Deniz döndüm. "Ya neyi ölçüyorsun Deniz Allah aşkına? Gidelim selam verelim yemek yiyelim, ben acıktım."

Deniz'den cevap beklemeden içeri girdim. Adımlarım ilerledikçe birkaç konuşma kulağıma geliyordu. Uzun ve geniş holden sonra direk salon diye düşündüğüm yere daldım. Kırmızı ağırlıkı döşenmiş odanın ortasında büyük bir masa vardı. Ve bir sürü insan. Maşallah. Gözler bana dönünce elimi kaldırdım. "Merhabalar."

MAVİ PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin