6. Bölüm

876 70 7
                                    

Sevgiyle kalın.

Sevgiyle kalın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6. Bölüm: Yolun Sonudur Belki

Bakışlarım ön camdan yavaş yavaş aydınlanan gökyüzüne dalarken bir geceyi daha nasıl sabah ettiğimi düşündüm. Toprak kokusu hala burnuma geliyor, gri bulutla yerini maviliklere devrediyordu. Yağmur caddedeki pislikler gibi düşüncelerimizide peşinden götürseydi keşke. Böyle geride beyaz sayfadan hallice bir hafıza bıraksaydı. Her yağmurda sıfırlanan beyinler! Müthiş olurdu.

Uyku düzenimi ne zaman sağlasam nöbetler yüzünden bozuluyordu genellikle. Bu sefer kendi kendime bozmuştum. Ve bir kaç saat sonra işe gitmem gerekiyordu. Sıfır uykuyla hemde.  "Her şey için teşekkür ederim. Tanıştığıma memnun oldum." Mimiksiz yüzünü tekrar takınmıştı bana dönüp başını salladı. Bu Deniz dilinde bende çok memnun oldum Cemre demekte. Ya da ben istediğim gibi anlıyordum. Ne fark eder?

Arabanın kapısı açıp çıkacakken konuştu. "Ben de her şey teşekkür ederim. Gerçi ne kadar teşekkür etsem az. Bugün bana verdiğin bir kaç saati hiçbir hediye değiştiremez. Güzel girdim yeni yaşıma. Umarım öyle geçer."

"Bugün doğum günün mü?" Dedim parlayan gözlerimle ona dönerken. Benim için en önemli şeydi doğum günü. Onaylarcasına başını sakladığında kapıyı geri kapatıp etrafa bakındım. Torpidoyu aralayınca gördüğüm çakmağı kaptım hemen. Yakıp ona doğru uzattım. "Hadi bir dilek tut. Önce çakmağa sonra gökyüzüne bırak dileğini. Hazır mısın? Hadi." Gözlerini kapatıp durduktan sonra aralayıp dediğim gibi önce çakmağa sonra gökyüzüne üfledi dileğini. "Umarım güzel bir yaş olur senin için."

"Teşekkür ederim Cemre." Adımı ilk defa ondan duymuştum. Sülüğe alışınca tuhaf gelmişti.

Tekrar kapıya uzandım. "Ben gideyim artık. Daha hesap vermem gereken bir Kürşat ve gitmem gereken bir işim var. Tekrar iyi ki doğdun, doğum günün kutlu olsun."

"Gitmeden son kez vedalaşmaya ve son kararını öğrenmeye gelebilir miyim?" Sorusuyla duraksadım.

"E sen daha başlamadan aşık oldun." Dedim alayla. Avuç içini alnına vurup nefesini sesli şekilde dışarı bıraktı. Deniz bu işlere ne kadar ciddiyetle yaklaşıyorsa ben o kadar şakaya vuruyordum. "Gün boyu işte olacağım. Caddedeki hastane." Beni onayladığında kapıyı kapatıp binaya yürüdüm.

Yürü Cemre, ölümüne yürü kızım.

Ben Kürşat'a ne açıklama yapacaktım şimdi? Benim bu anlık kararlarımı biran önce bırakmam gerekiyordu. Acilen! Zile basmak için uzandığımda kapı aralanmıştı. Kafasında kasketi, gözünde gözlüğü, bir elinde bastonu diğer elinde bir poşetle Mücahit amca çıkınca kapıyı tuttum. "Günaydınlar efendim. Sabahın köründe nereye böyle?"

"Kedilere bakayım dedim kızım. Sabah sabah aç kalmasın yavrucuklar." Ona gülümsedim. O kadar sevgi doluydu ki insanın gülümsememesine imkan yoktu.

MAVİ PAPATYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin