Başımın ağrısıyla uyanmıştım. Ve tek başıma. Yatakta doğrulup birkaç dakika kendime gelmeye çalıştım. Gece ne olduğunu yarım yamalak hatırlıyordum.
Biraz düşündükten sonra aklıma gelen şeyle gözlerimi kocaman açtım. Seonghwa ile öpüşmüştük.
Yanımdaki yastığı alıp yüzüme bastırdım. Bir yandan çığlık atıyordum bir yandanda yatağı yumrukluyordum.
Pişman falan değildim. Sadece heyecanlıydım. Bundan sonra ne yapacağımı düşündüm.
En iyisi akışına bırakmaktı. O hatırlamıyorsa bende öyle yapacaktım.
Yataktan kalkıp büyük ihtimalle mutfakta olan Seonghwa'nın yanına yürüdüm. Tahmin ettiğim gibi ordaydı.
Arkası dönüktü. Daha görmemişti beni.
"Günaydın." dedim. Seonghwa hızla arkasına dönüp bana baktı. Biraz tedirgin gözüküyordu.
"Sanada günaydın. Umarım iyi uyudun. Ben sen rahat ol diye salona geçtim. Şimdide kahvaltı hazırlıyordum. Pankek sever misin? Ondan yaptım çünk-"
Sözünü kesip gülümsedim. "Sakin ol Seonghwa. Ve evet, severim."
Sandalyeye oturup onu izlemeye başladım.
Tam karışımı tavaya dökecekken göz göze geldik. Gülümsedim. Ve Seonghwa, o sırada elini yaktı.
"Hay sikeyim." diyordu elini hızlıca soğuk suyun altına tutarken. Onun yanına koşup dolaptan buz çıkardım.
"Sen eline buz koy. Ben yaparım bunları."
Seonghwa kafasını sallayıp benim kalktığım yere oturdu.
Sonunda pişirmeyi bitirdiğimde getirip masaya koydum.
Karşısına oturdum. Konuşmadık yemek boyunca. O açmayınca konusunu bende sustum.
Geçiş bölümü
Kısa oldu baya ama sorun yok bence
Seviyom sizi istekleriniz olursa yazin