XII

882 60 95
                                    

(Ertesi gün...)

(Almira'nın anlatımıyla)

Akşam Millie Finn'i yatırmaya gittiğinde aradan yarım saat geçmesine rağmen gelmemişti, bizde Finn'in uyumadığını onun orada kalmak zorunda olduğunu düşünmüş ve tek tek odalarımıza dağılmıştık. Bugün çocuklar bana bir sürprizleri olduğunu söylemişlerdi, şuan hep birlikte kahvaltı yapıyorduk.

"Yani siz şimdi bana nereye gittiğimizi söylemiyor musunuz?"diye sordum, peynirinden bir çatal alıp ağzıma atarken.

"Sürpriz ama seveceğine eminim."dedi, Noah gülümseyerek.

"Orada hiç kimse aramızın bozulduğunu anlamamalı."dedi, Sadie Finn'e bakarak.

"İşimiz bitikten sonra, tekrar evde toplanabilir miyiz?"dedi, Finn düne göre daha az bir çekingenlikle.

"Biraz ödevlerim var, onun için kütüphaneye uğramam gerek ama bitince katılırım."dedi, Millie.

"Bence orada da bir şeyler atıştırabiliriz?"dedim, sorarcasına.

"Yemekler bitmeden kimse kalkmıyor."dedi, Gaten uyarıcı bir ses tonuyla. Yarım saatlik bana işkence gibi gelen kahvaltının ardından herkes evden çıkıp arabaya bindi.

"Umarım beni meraktan öldürmenize değer."dedim, gözlerimi kısıp onlara bakarak. Onlar halima bakıp gülmekle yetinirken, yirmi dakika içinde bir binanın önünde durmuştuk.

"Burası neresi?"diye sordum, arabadan indiğimizde dayanamayarak.

"Hadi gidelim."dedi, Noah gülümseyerek kolunu omzuma atıp benimle beraber binanınj içine doğru yürüyordu.

************

Şuan Daniel Radcliffe, Rupert Grint, Emma Watson ve Tom Felton üzerlerinde Harry Potter serisini oynarken ki binalarının üniformalarıyla karşımda duruyordu. Birkaç dakika sonra bizim çocuklar ve o dörtlü bir programa çıkacaktık, bir nevi ilk önce herkesin binaları seçilecek daha sonra da ufak yarışmalar yapılacaktı.

"Merhaba."dedi, Emma Watson gülümseyerek.

"Merhaba bayan Watson."dedim, gülümseyerek.

"Lütfen Emma de, oyunculuğa yeni başladığını biliyorum... Bir şey ya da herhangi bir sıkıntın olursa bana söyleyebilirsin."dedi, Emma anlayışla.

"Teşekkür ederim Emma."dedim, hafif bir utançla. 

"Emma, Almira başlamak üzereyiz."dedi, Daniel Radcliffe gülümseyerek. Emma'yla yanlarına geldiğimizde Emma ve diğer üçlü jüri koltuklarına benzeyen dört koltuğa oturdu. Tam karşılarında ve dörtlünün ortasına denk gelecek şekilde bir koltuk vardı. Millie, Gaten ve Noah sırayla koltuğa oturup binaları belirlendiğinde koltuktan kalkıp üzerlerine binalarının üniformalarını giymek için sahne arkasına gittiler. O sırada sıra bana gelmişti, Sadie ve Caleb bana destek olurlarcasına gülümsediklerinde emin adımlarla koltuğa doru adımlayıp oturdum.

"Merhaba Almira, şimdi sana birkaç soru soracağız ve sende bize bu sorular sorulduğunda aklına ilk gelen cevabı vereceksin, bizde buna göre binanı belirleyeceğiz."dedi, Tom Felton rahat olmam için gülümseyerek.

"En sevdiğin renk?"diye sordu, Rupert Grint gülümseyerek.

"Yeşil."dedim, gülümseyerek yanıtlarken. Tom Felton'un yüzünde zafer dolu bir gülümse belirdi.

"Diyelim ki bir kavga oldu, arkadaşın sana çok büyük bir ihanette bulundu ne yaparsın?"diye sordu, Emma.

"Öncelikle kavga etme isteğimi bastırır öfkemi dizginlerim ve onun canını bir yumruktan daha çok acıtacak bir plan yaparım."dedim, gülümseyerek.

"Sence en mükemmel hayvan hangisi?"diye sordu, Daniel.

"Bence kesinlikle yılanlar, çok sinsi canlılar olduğunu herkes bilir. Avını yakalamak için uğraşmasına bile gerek kalmaz, basit bir zehir hepsi bu."dedim, açıklayarak.

"Peki, Bellatrix Lestrange mi yoksa Minevra Mcgonagall mı?"diye sordu, Tom.

"Öncelikle profesör Mcgonagall çok iyi bir biçim değiştirme profesörü ve en sevdiğim karakterlerden ama Bella'nın mükemmelliği... Hermione Granger'a yaptığı şey çok kötüydü ama bence o kesinlikle çok güçlü ve dünyanın en deli cadısıydı."dedim, tebessüm ederken.

"Evet çocuklar açık ara bir Slytherin'imiz var."dedi, Tom zaferle sırıtarak.

"Sana şuan bir lanet atabilirim Malfoy."dedi, Daniel gülümseyerek.

"Karşılığını misliyle alırsın Potter."dedi, Tom'da karşılıklı olarak gülümseyerek.

"Herneyse çocuklar, herkesin binası seçildiğin de size bir sürprizimiz olacak."dedi, Emma. Koltuktan kalktım ve sahne arkasına ilerleyip bana ayrılan oda da üzerime Slytherin üniformamı giydim. Diğerlerine bakmak için odadan çıkmamla birine çarpmam bir oldu.

"Çok üzgünüm."diye mırıldanırken kafamı kaldırmamla, Scorpius Hyperion Malfoy'u yani Bertie Gilbert'ı görmem bir olmuştu.

Stranger Things | Yeni Üye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin