XIX

593 46 32
                                    

19 EKİM 2021

"Çok güzel görünüyorsun,"diye mırıldandı Sadie gülümseyerek.

Ona en samami gülümsememi gönderdim. "Noah'la konuştun mu?"

Başını iki yana salladı. "Hayır, birkaç aydır yurt dışında biliyorsun ama bugünü kaçırmayacağına eminim."

Noah birkaç ay önce bir dizi teklifi yüzünden İspanya'ya gitmişti ve birkaç aydır İspanya'daydı.

"Aman tanrım!"dedi Finn odaya girdiğinde. "Bir melek olduğunuzu neden daha önce söylemediniz küçük hanım."

Suçlusunuz küçük hanım, aklımda yer etmeye ve kafamı karıştırmaya hakkınız yok.

Gözlerim yavaşça doldu ve başımı eğdiğim. Finn, Sadie'ye bir işaret verip odadan gönderdi. Yavaşça yatağın ucuna yanıma oturdu ve kucağımda ağlamamak için sıktığım ellerimi ellerinin arasına aldı.

"Onu çok özledin değil mi?"diye sordu şefkat dolu bir sesle. Dudaklarımdan küçük bir hıçkırık koptuğunda daha fazla dayanamadım ve göz yaşlarım yanağımdan aşağıya doğru süzülmeye başladı.

Finn beni kendine çekip sarıldı ve saçlarımı okşarken "Geçti güzelim geçti, artık bu özlemin son bulacak söz veriyorum."dedi. Derin bir nefes aldı."Hem doğum gününde ağlarsan, Tanrı dileklerini yerine getirmezmiş sil o göz yaşlarını."

O da Noah'ı çok özlemişti biliyordum. Noah yokken beni her dağıldığımda toplamıştı, bana gerçekten kız kardeşiymişim gibi davranmıştı.

Ondan ayrıldığımda göz yaşlarımı sildim. Ayağa kalktı ve elini bana uzattı. "Hazırsan herkes seni bekliyor."

Uzattığı elini tutup kalktım ve koluna girdim. Üzerimde mini beyaz bir elbise, boynumda Noah'ın gitmeden hediye ettiği elmaslarla süslü zarif kolye, ayağımda gümüş rengi topuklular vardı. Geldiğinde beni hediyesiyle görmesini istediğim için bu kolyeyi takmıştım.

Kendini kandırıyorsun, gelmeyecek.

Kendimi gülümsemek için zorladım ve evin geniş bahçesine girdiğimizde konfeti sesi korkup Finn'e iyice sokulmamı sağladı.

Finn sorun yok der gibi gülümsediğinde bahçede ki insanlara baktım, hepsi daha önceden dizilerden tanıdığım ünlü oyuncular ya da şarkılarını dinlediğim şarkıcılardı ve hepsi doğum günümü kutlamak için gelmişti. Hepsi tek tek doğum günümü kutladı ve iyi dileklerde bulundu.

"Sıra pasta da!"dedi Sadie elinde ki pastayı masaya bırakarak. Gülümseyerek pastanın önüne geçtiğimde pastanın üzerinde iyi ki doğdun 7. yazıyordu.

Gülümseyerek mumları üflediğimde alkışlar kulaklarımı doldurdu.

🍀

"Burada tek başına ne yapıyorsun doğum günü kızı?"diye sordu Gilbert yanıma oturarak.

Onu bekliyorum.

"Kalabağı pek sevmiyorum, biraz uzaklaşmak istedim."dedim yalana başvurarak.

"Almira ben seninle bir şey hakkında konuşmak istiyorum aslında..."dedi Gilbert utangaç bir tavırla.

Tanrım lütfen, lütfen düşündüğüm şey olmasın.

"Bir süredir birlikteyiz ve,"dediğinde dayanamayarak sözünü kestim.

"Gilbert lütfen yapma."dedim gözlerimi geldiğinden beri ilk defa gözlerine çevirerek. "Şuan bunları duymak istediğimi sanmıyorum. Biz arkadaşız ve arkadaş kalmamız, en doğrusu."

"Tamam,"dedi gülümseyerek. "Sorun değil bunlar olmamış gibi davranalım." ayağa kalktı.

"Arkadaşınla dans etmek ister misin doğum günü kızı?"diye sordu elini bana uzatarak.

Kalbini kırmak istemiyordum ama yaptığı imayı göz ardı ederek elini tuttum ve kendimi kollarına bıraktım. Havuzun oradan gelen hafif müzik sesi eşliğinde dans ederken, aramızda da fazla yakınlık olmamasına dikkat ediyordum.

Yaklaşık ne kadar zaman geçti ya da kaç şarkı da daha dans ettik bilmiyorum ama gözüm dans ederken Gilbert'ın saatine kaydığında içinde ki hayal kırıklığının boyutu o kadar büyüktü ki. 23.59... Bir dakika, bir dakika sonra doğum günüm bitecekti ama o hala gelmemişti.

Birden dans etmeyi bıraktığımda Gilbert'ta durmuştu.

"Sorun ne?"diye sordu anlamayan gözlerle bana bakarken.

"Gilbert ben artık bunu yapamam,"dedim kafamı iki yana sallayarak. "Onu bu kadar severken senin duygularımla oynayamam."

Onu arkamda bırakıp havuzun oraya doğru yürürken o da arkamdan geliyordu.

Millie'yi gördüğümde ona doğru ilerledim ama bahçe kapısından içeriye giren kişi gördüğümde adımlarım donmuş, olduğum yere çivilenmiştim.

Beni gördüğünde yüzünde ki gülümsemesi genişledi ve bana doğru birkaç adım attı. Aramızda bir adım varken durdu ve tam gözlerimin içine baktı.

Kucağına atladığımda bacaklarım sıkıca tuttu. Kollarımı boynuna sardım ve kafamı omzuna gömdüm.

"İyi ki doğdun Meleğim,"dedi kafasını benim gibi boynuma gömüp kokumu içine çekerek. "İyi ki doğdun ve kalbimi etkin altına alıp beni kendine aşık ettin Küçük Hanım."

Stranger Things | Yeni Üye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin