İlişkide Seviye Olur Ama Rol Olmaz

302 36 63
                                    

Gezinin ikinci gününün sabahı Efe bebekler gibi uyuduğu için keyifle uyandığıyla ilgili bir şeyler söyledi. Bense bütün gece düşüncelerle kavga ettiğim için yalnızca 2 saat uyuyabilmiştim.

Lise hayatımın son yılını her şeye değer yaşamak istediğim için tabii ki 'Kağan' olayını geziden sonra araştırmayı planlıyordum. Üstü kapatılacak bir konu olduğunu düşünmediğimden ama gezinin de tadını kaçırmak istemediğimden şimdilik kapattım olayı.

"Sevgilim, kahvaltıya inelim hadi."

Arkamdan sarılıp başını sırtıma yaslayan Efe'ye içtenlikle gülümsemeye çalıştım ve ona dönüp sıkıca sarıldım. Pekâlâ günün sonunda ihtiyaç duyduğum tek kişi de o oluyordu.

Kafa sallayıp magnumun saçları arasına buseler kondurup elinden tuttum onun. Odamızdan çıkana kadar bırakmadım. Zaten kapıyı aralamadan hemen önce de ellerimizi ayıran o oldu.

Uzun koridorun en başında bize ıslık çalan Adnan'a baktım. Saf oğlanım, magnumla işi pişirdiğimizi sanıyordu muhtemelen. Ağır ağır bize yürüdüler ve Behlül direkt Efe'ye yönelirken Adnan da bana yöneldi. Kaş göz hareketleriyle magnumla bana imalı imalı bakmasına göz devirdim. O sormadan ben söylemek istediğimden sadece ikimizin duyacağı tonda reddettim onun aklındaki fikirleri.

"Hayır yatmadık. Hatta beraber bile yatmadık. Ayrı yataklardaydık."

"Nasıl? Biz Behlülle neler neler yaptık gece. Siz biraz çekiniyo olabilir misiniz? Böyle ilişki mi yürütülür?"

Omzuma kolunu attı ve önümüzden yürüyen Behllülle Efe'yi takip etmeye başladı. Hâlâ şaşkın duruyordu ama ben daha şaşkındım. Magnumla aynı odada kalacağımı öğrenince olay çıkaran kendisi değilmiş gibi şimdi bide gece yatmadığımız için bana ders vermeye çalışıyordu. Adnan harbi ikili oynuyordu ve bu beni korkutmaya başlamıştı.

"Siz tam bi' salaksınız. Sonuna kadar sevgi sözcükleriyle idare edin ilişkinizi. Karışmıyorum."

"Adnan ne kadar iğrençsin ya. İlişki yürütme konusunu cinselliğe bağlaman doğru mu sence?"

"Sen akıllanmazsın. Mal çocuk."

Okulumuz için hazırlanan uzun kahvaltı masasına geldiğimizde Behlül ve Efe karşımız gelecek şekilde oturduk masaya. Benim yanımda Yunus emre ve Berat oturuyordu. Adnan'ın yanında ise Yağız. Bu beşli bir araya gelince başımız illa ki derde girdiği için oflayarak Adnan'a döndüm. Beyefendi halinden memnun olduğu için Yağız'ın ona fısıldadıklarını merakla dinliyordu. Fısıldama sayılırsa tabii.

Bizim oturduğumuz kısımdaki herkes Yağız'ın akşam yemeğinde içeceklere nasıl içki karıştıracağı planını dinleyerek kahvaltıya başladığında Yunus Emre öksürerek onu uyarmaya çalıştı. Tabii ki ben de uyuzluk yapma peşinde olduğum için rahat durmayacaktım.

"Mikrop musun ya? Kolunla ağzını kapat bari pislik herif."

Umursamazca göz devirip üzerime üzerime öksürdü bu sefer de Yunus Emre. Hep bu mallar yüzünden virüs yayılıyorda ortalığa. İğrenir gibi üzerimi sirkeleyip tekrar masaya verdim ilgimi ben de.

Birbirimizi yediğimiz ve kahkahaların havada uçtuğu bir kahvaltı oldu. Bir ara yanlışlıkla Adnan'ı haşladım ama hak ettiği için laf edemedi. Geri zekalı herif herkesin içinde mercimek sipariş edip 'birilerinin fırına koyması gerek' dediği için hesabı henüz kapatmamıştım.

Kahvaltıdan hemen sonra hocalar, çok şükür, bizi rahat bıraktı ve okulumuzu temsil ettiğimiz için etrafta saygı sevgi çerçevesi içinde istediğimiz gibi gezebileceğimizi söylediler.

Ne Olur Bakma Öyle Islak IslakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin