special thanks

459 28 74
                                    

Oh sh*t here we go again

HERKESE SELAMLAR CAN DOSTLARIM. Bir hikayemizin daha sonuna geldik ve bu teşekkür yazısını sizlere borçluyum.

En başından beri beni yalnız bırakmayan sizlere sonsuz teşekkür ederim. Her daim beni destekleyip hikayemi okuduğunuz için çok mutluyum. 💝

Angst neye göre kime göre denebilir. Doğrusu bu terimleri pek iyi bilmiyorum ama ikisinin kavuşamaması ve neredeyse hikayemin tamamı hüzün içerdiği için o etiketin olması gerektiğini düşündüm.

Bir ara, sanırım kedi alerjisi bölümünden sonra, hikayeyi yazmayı bırakmam gerektiği hissine kapıldım. Kendimi bazı açılardan yetersiz gördüm ve hikayeme çok üzülmeye başladım.

Ama tabii ki sizin sayenizde kısa sürede toparlanıp devam ettim hikayeme. 🎉

En tazesinden, finali yorumlayarak başlayacağım. Alperen'in rüyasını açıklamak aslında biraz derin. Her detay bir anlamı yansıtıyor. Özellikle Adnan, Yunus Emre ve Doğan'ın belirdiği kısımda Alperen'in neleri kendine engel olarak gördüğünü anlamış oluyoruz. Birilerine kanıtlamak istediği gerçeklerin aslında kanıtlanamamış olması onun kendini diğerleri karşısında güçsüz gördüğünü belirtiyor.

Adnan'a kendini ve ilişkisini bir kez olsun kanıtlamak istedi çünkü kendisinin aslında Adnan'ın dedikleriyle uzaktan yakından alakası olmayan bir ilişki içinde olduğunu göstermek istedi. Ne yazık ki en sonunda yine Adnan haklı çıktı.

Doğan'ın düşündüğü gibi ezikçe bir ilişkisi olmadığını kanıtlamak istedi ama ailesinin bile sevmediği Alperen'i kimsenin sevmeyeceği düşüncesiyle karşı karşıya geldi. Ayrıca Doğan Alperen'i hep kıskandı. Alperen'in duruşunu, ortamını, sevgisini ve ailesini kıskandı. Bu yüzden intihar(ki sadece ilgi içindi) meselesini okula yaydı ve imajını biraz olsun karalamak istedi. Böylece Doğan'dan başkası sevmezdi Alperen'i. Doğru duydunuz, Doğan Alperen'i seviyordu.

Yunus Emre, ilk bölümden beri Alperen'in hayatında nasıl yer ediniyor hepimiz gördük. En sonunda kendini Yunus Emre'ye karşı suçlu hissetmeye başladı çünkü ondan sakladığı ve hiç konusunu açmadığı bir kimliği vardı.

Sonuç olarak döndük dolaştık yine acıların çocuğu Alperen olduk yani.

Efe hakkında konuşacak olursam, ben en başından beri onun hasta bir kişilikle yaşadığını bildiğim için sinirlenmek konusunda daha anlayışlıydım. Ayrıca bütün hikayeyi Alperen ağzından okuyunca Efe'nin neler hissettiğini ve nelerle boğuştuğunu bilmiyorduk. Bu yüzden sizlerin tepkilerini de anlayabiliyorum.

Aynı zamanda Alperen'in depresif kişiliği olduğu konusunda Adnan bütünüyle haklıydı. Birkaç kişinin Alperen'in intihar edeceği fikrine kapıldığını bile gördüm. Bu fikri Adnan ve Alperen bölümünün biraz desteklediğini de görebilirsiniz. Yine de bu kadarını hiçbirimiz kaldıramazdık. 😿

Smut fikrine gelecek olursak,,,, aslında gezi bölümünün ilk günü bunu yapacaktım gerçekten. Ama ikisinin ilişkisinde değinilmesi gereken başka noktalar olduğuna karar verdim. Sevginin sadece sevişmek adı altında birleşmesini istemedim. Bir bakıma o bölümdeki Adnan'ın görüşlerini bu hikayeye ters düşen fikirlerden oluştuğunu göstermek istedim. O bölümde Efe'nin yaptığı konuşma tamamen doğru yani. Ayrıca ikisini seviştirecek olsaydım daha derin bir çukura girmiş olacaktık. Zorlamak istemedim de diyebiliriz.

Çok önemli olarak gördüğüm bir konu daha var bu hikayemle ilgili. Alperen'in alerji yüzünden hastanede yattığı gün Efe'nin birden ağlamasının sebebini birkaç bölüm sonra Alperen anlayabiliyor ve orada bahsettiği gerçeklik kavramı tamamen doğru.

Alperen'in ailesinden kaçan tek kişi kendisi. Ne Adnan ne de Efe Alperen'in gerçekliğinden falan kaçmıyor. O bölümde Efe'nin ağlama sebebi Alperen'in ailesinde Kağan'ın ailesinin tavırlarını görememiş olmasıydı.

Yine de Alperen her şeyi doğru tahmin edemiyordu. Mesela Efe eski anılarını canlandırmak amacıyla gitmedi kedi sevmeye.

Tamamen anlık gelişen bir okul çıkışı gezisiydi. Efe her zaman kedilere mama veriyordu ama yanında Alperen olunca anıları karıştı. İlk o zaman başladı Alperen×Kağan çatışması.

Biz hep Alperen üzüldü sandık ama Efe daha çok ağladı. Bunu fark edişini ve kabullenmeye çalışma sürecini düşününce üzerindeki yükün ağırlığını hesaplamak bile mümkün değil. Başına gelen ifşalanma olayı hafife alınacak bir durum asla değil. Bu yüzden başlarda Alperen'e olan uzak tavrını da anlayabileceğinizi biliyorum. Kırılan güveni her bakımdan geri kazanmaya çalışmak onun için de çok zordu. Yine de Alperen'e güvenmeyi bir şekilde öğrenmişti.

İkisinin gelecekteki durumundan bahsedecek olursam da,,, Olum O Senin Yengen Yengen hikayemin 2021 özel bölümünden de anlaşılacağı üzere Alperen henüz biriyle beraber değil ve neredeyse iyi durumda. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarında okuyor. Değerlenecek bu çocuk.

Efe ise Antalya'da bir yandan psikolojik tedavisine devam ediyor bir yandan da Güzel Sanatlar Fakültesinde okuyor. Annesi gibi öğretmenlik yolundan gidebilir belki.

İkisinin ilişkisi için diyebilecek çok şey yok artık.

Başka bir evrende
En güzel halinde
Sen hayata karış
Ben daha da biteceğim.

Sözlerini bırakıyorum ve hepinize veda ediyorum dostlarım. İyi ki varsınız. Var olmaya devam edin. Sizleri seviyorum💞 Her şey için teşekkürler💜

Eğer ki baştan beri anlamadığınız ve aklınıza takılan bir durum varsa mesajla, yorumla ya da panoma yazarak sorabilirsinizz. Kaçtım!😽

Alperen'in rüyasından bir kare

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alperen'in rüyasından bir kare

Ne Olur Bakma Öyle Islak IslakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin