Dinç bir şekilde gözlerimi açtığımda ilk önce neler olduğu aklımdan uçup gitmişti. Odayı biraz inceleyince her şey beynime teker teker yükleniyordu. Üzerimdekilere baktığımda hala Gece'nin annesinin kıyafetleri vardı.
Yorganı üzerimden çekip yavaşça kalktım yataktan. Ayağa kalkmaya çalıştığımda ise yara yerimin bir hayli acıdığını hissediyordum.
Babam, bana dün gece, verebileceği en büyük hasarı vermişti. Fiziksel ve ruhsal olarak bitiktim. Bunu, ayağımdaki acı beynime hücum edince anlamıştım.
Odadan çıktığımda uzun bir koridor karşıladı beni. Kavga sesleri duyuluyordu bir yerlerden. Kavganın üst kattan geldiği belli oluyordu ilerledikçe.
Yavaş adımlarla merdivenleri çıktım. Ne kadar uzun koridorlar vardı bu evde böyle. Seslerin geldiği tarafa ilerlemeye devam ederken bir oda dikkatimi çekti.
Odanın kapısı aralıktı. Aralık olan kapıyı biraz daha araladım, girebilecek kadar... Odanın duvarları tamamen aynalarla kaplıydı. Ortada ise striptiz direği vardı.
Gözlerim, hayretle odayı incelerken kulaklarım sesteydi. Duyabilecek kadar yakınlarındaydım.
Gece... ağlıyor muydu o? "Ya niye inanmıyorsun? Geldi, o odaya girdi gördüm. Delirmedim Deniz ben!"
Odadan çıkıp kapıyı aynı şekilde bıraktım. Sesleri daha net duyabilmek için biraz daha ilerledim koridorda. Deniz sakince konuşuyordu.
"Özgür, anlıyorum. Bak, kötü günler geçirdik. Ama o, başka biriyle mutlu şu an. Psikolojin çok yıprandı. Yağmur'un üzerinde de o kıyafetleri görünce daha da burkuldu için biliyorum. Yağmur... Yağmur, anneme çok benziyor, onu da farkındayım. Bu kız sana iyi gelmiyorsa durma yanında o zaman Özgür!"
Duyduklarım, kulaklarımdan geçip hızlıca kalbime gidiyordu. Ne yani? Annesine benzediğim için mi benimle bu kadar ilgiliydi? Ben, umurunda bile değil miydim?
Düşünceler, göz pınarlarıma baskı yapıyordu, bense onlara meydan okuyarak başımı yukarı kaldırıyordum.
Gece konuştu bu sefer hiddetle. "Yağmur'la bir ilgisi yok. Yağmur, iyi kız, zor bir hayatı var, onu annem için kullandığımı falan mı sanıyorsun? Ama, annem geldi. Daha iki saat önce buradaydı. Git, o odaya bak!"
Kafam karışmıştı, ne oluyordu bu evde? Topallayarak yattığım odaya geri indim. Ben yatar yatmaz merdivenden inme sesleri gelmeye başlamıştı. Kapının olduğu tarafa arkamı dönerek uyuma taklidi yapmaya başladım.
İlk önce kapı tıklandı, ardından açıldı. "Yağmur, kalkacak mısın?" dedi sakin sesiyle Gece. Yeni uyanmış taklidi yaparak arkamı döndüm. Ardından yatakta doğruldum.
Gece'nin gözlerini incelemem ağladığını anlamama yetmişti. Gözlerinin kenarları parıldıyordu ve kan çanağına dönmüştü. Yavaşça ayağa kalkıp, onun yanına ilerlerken o ise çıkmaya yeltenmişti odadan.
Hafifçe kolundan tutup durdurdum onu. Durup, benden tarafa dönünce bıraktım kolunu. "Ne oldu sana? Neden ağladın?"
Ağzımdan çıkacak kelimeleri bekliyordu sanki tekrardan ağlamaya başladı. "Yağmur, annem geldi bu gece. Ama Deniz bana inanmıyor."
Adeta çocuk masumluğunda konuşuyordu. Gülümseyerek konuşmaya çalıştım. "Ben sana inanıyorum. Yani, sonuçta eski evi, gelmiş olması çok doğal..."
Moral vermeyi, hayatımda hiçbir zaman becerememiştim ve yine beceremiyordum sanırım.
Gülümsedi, "Hayatımda gerçekten beni anlayan biri olması çok güzel. Yağmur, hayatımdan çıkmanı istemiyorum. Eğer, olur da bir gün kavga edersek, çocuktur yapar, de bana olur mu?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR GECESİ
Подростковая литератураPeşime takılan adamdan topallaya topallaya ne kadar hızlı olabilirse o kadar hızlı kaçıyordum. İzimi kaybettirmek için dar bir sokağa girdim. En sevdiğim şeyler tam tepemdeyken korkudan ölecek raddeye gelmiştim. Yağmur ve gece, tam üstümdele...