8~ Olmadı Bir Karamel Makiyato İçeriz Ya

152 69 133
                                    

Media; Karakterler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Media; Karakterler

...

   "Babasız köpek!"

   "Senin baban yok ki!"

   "Neymiş? Babası parka götürmüş, güleyim de boşuna gitmesin!"

   "Babası seviyormuş, bak bak!"

Benimle alay ederlerken sadece dilim, "Benim babam var!" kelimelerini söyleyebiliyordu.

"Ya neden öyle diyorsunuz!? Var benim babam, var işte ya, var!"

Ağlarken biri sesleniyordu bana...

"Yağmur, Yağmur..."

   Gördüğüm rüyanın etkisinden çıkamadan bakıyordum. Özlem, endişeli gözlerle bana bakıyordu. Etrafıma bakındığımda sınıfın bomboş olduğunu gördüm. Gördüğüm rüyanın detayları aklıma gelince birden boşaldı gözyaşlarım. Hıçkıra hıçkıra ağlarken bir anda bağırmaya başladım. "Benim babam var ya! Var işte benim babam! Var babam!", sesim sonlara doğru kısılırken Özlem, sakinleştirmeye çalışıyordu beni.

   Okuldan çıkıp, ara sokağa daldığımızda çoktan sakinleşmiştim. O dar sokaktan geçerken, Özlem yazılara doğru bakıp konuşmaya başladı. "Bunları yapan kim acaba ya? Vallahi çok güzel yapıyor, keşke ben de yapabilsem...", hayranlık akan sözlerine devam ederken atladım konuşmaya, "Ben sana öğretirim, ne olacak?", dedim tekdüze bir sesle. Sokakta ilerlerken yeni bir grafiti yapılmış olduğunu görmemle durmam bir oldu. Yazılan bu sözler bir yerden tanıdık geliyordu. Yazıya bakarken, nereden tanıdık geldiğini hatırlayınca gülümsemeye başladım istemsiz. Şöyle yazıyordu duvarda, Perşembeyi ve seni severim... 

    Özlem'in bana seslenmesiyle birlikte hayran kaldığım duvardan çekip gözlerimi, Özlem'e çevirdim. Özlem, bana imalı bakışlar atarken, bense ne olduğunu anlamaya çalışır bakışlar atıyordum Özlem'e. İmalı bakışlarının yanına, bir o kadar da imalı olan gülüşü gelince tehditkar bakışlar atmaya çalışıyordum Özlem'e. Aynı tavırda konuşmaya başladı, "Sen bu grafiti yapan çocuğu tanıyor musun yoksa? Hani şu siyah ceketli olan? He? Söyle kız, utanma!"

    Şaşırmışken, sinirli bir ifade alıp ben konuşmaya başladım bu sefer, "Ya! Özlem ne alakası var? Saçmalamadan konuşsana az ya! Ayrıca çocuk mu, büyük bir adam mı olduğunu nereden biliyoruz?! Sadece, yazdığı şeyler hoşuma gidiyor, bu kadar. Bir daha saçma sapan konuşma!" deyip hızlı hızlı yürümeye başladım. Dar sokağı, hızlı hızlı adımlarken Özlem'in dedikleri yankılanıyordu zihnimde. "Yok be kızım! Salaklaşma Yağmur!" 

  Özlem, yan tarafımdan konuşmaya başladı, "Ne diyorsun kız kendi kendine?" ,Özlem'in bana yönelttiği soruyla o an anladım içimden değil, dışımdan konuştuğumu. "Yok bir şey!", diyerek Özlem'i başımdan savuşturmamın ardından, devam ettik yürümeye.

YAĞMUR GECESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin