Stay Alive- Jungkook
Böyle bir şeyi bilerek benim yüzüme sevgiyle bakabilmiş miydi? Beni hala sevebilmiş miydi? Evime kadar gelebilmiş miydi?
Ben, şaşkınca onun yüz hatlarını incelerken o gayet sakin ve rahat bir tavırla önündeki yemekleri yiyordu iştahlı iştahlı.
"Nasıl yani? Nereden biliyordun? Niye beni kıvrandırdın o kadar Gece?!"
Gülümsüyordu. Evet, yanlış görmedim gülümsüyordu. Niyeydi bu tavırları? Davranması gerektiği gibi davranmıyordu.
"Dediğim gibi, senden duymak istedim. Hissetmiştim. Yanıma geldiğin, beni bırakma dediğin gün... An... Annemin, arabası buradaydı o gün, sonra ertesi gün... Beni üzmek istemedin, bana zarar gelmesini istemedin. Bilmiyorum, belki bir şekilde halledebileceğini düşündün. Ama olmuyor Yağmur, olmasın da zaten. Ne olursa olsun bana anlatmalısın. Seni seviyorum, her şeyden çok... Ama bu hislerimin yanında, seni bir dost bir arkadaş olarak da çok seviyorum. Onun için ne olursa anlatmanı istiyorum. Senden uzaklaşmam veya sana kızmam, kızamam. Senin bir suçun yok, anladın mı? Lütfen şimdi yemeğe devam edelim. Ve ayrıca yemekler leziz."
Dedikleri kalbimde bir şeyler hareket etmesini sağlıyordu. Bir şey diyemiyordum. Dilim tutulmuş, ses tellerim bağlanmıştı o an bir iple. Gülümsemekle yetindim tüm sözlerine, yapabilecek daha iyi bir şeyim yoktu çünkü.
"Eee, baban... yok mu?" çekinerek ve duraksayarak söylüyordu, incinmem ve üzülmemden korkuyor olmalıydı.
"Yok, yola gidiyor ya. Olsa burada yaşıyor olmazdın zaten." şakayla karışık söylediklerime buruk bir gülümsemeyle karşılık vermişti sadece.
Yemeklerimiz henüz bitmeye başlarken apartmandan sesler geliyordu. Gelen kişi ya babamdı ya da amcam. Başka birinin gelme ihtimali yoktu. Gece endişeyle bana bakarken elimle durdurdum onu.
Dış kapıya kulağımı dayadığımda bugün ve bu saatlerde asla gelmesini tahmin etmediğim kişiler gelmişti. Amcam ve o kadın...
Gece'ye yalan söylemeliydim. Bir şey yapar mıydı ki? Bir sorun çıkmasını istemiyordum. Gece'nin bizim evden çıkması, amcama malzeme olurdu çünkü. Kafamda bin bir Yağmur dolanırken yüzüm hala kapıya dönüktü.
"Yağmur, kimmiş o? Baban falan değil inşallah." diyordu Gece esprili bir ses tınısıyla.
"Keşke babam olsaydı Gece." dedim duymayacağı bir sesle.
"Ne dedin? Duyamadım."
Onun dediklerini umursamayarak arkamı döndüm. Yüzümde hoş olmayan bir tepki olmalıydı ki Gece anlam veremeyerek bakıyordu.
Ne yapacağımı bilemeyerek bileğinden tutup salona çektim. Herhangi bir koltuğa oturup onu da oturttum. Yüzünde o kadar garip bir ifade vardı ki üzerimdeki strese rağmen gülesim geliyordu.
"Kızım, odana falan atarsın sanmıştım beni. Salona niye atıyorsun?"
Tahammülsüzce gülerek omzuna hafifçe vurdum. Benimle birlikte gülerken birden ciddileşti. "Kim geldi Yağmur? O suratının hali neydi öyle?"
Derince bir nefes alsam da ciğerlerim daha fazlasını istermişcesine göğsüm hızla inip kalkıyordu.
"Yalan söylemek yok değil mi?" dedim kelimelerimden çekine çekine.
"Hayır ya, cidden bugünü seçmiş olamazlar Yağmur!" kelimeler ağzından kulaklarıma varırken o ise ayağa kalkıyordu sinirle.
Kolundan tuttum ilk önce sakinleşmesini dileyerek. "Sakin ol Gece. Bilmiyorum, belki kötü bir fikir ama konuşabiliriz inip. Ya da anneni gör sadece. Nasıl yardım edebilirim? İnan hiçbir fikrim yok. Zaten yerin dibinden de çıkasım yok da..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR GECESİ
Novela JuvenilPeşime takılan adamdan topallaya topallaya ne kadar hızlı olabilirse o kadar hızlı kaçıyordum. İzimi kaybettirmek için dar bir sokağa girdim. En sevdiğim şeyler tam tepemdeyken korkudan ölecek raddeye gelmiştim. Yağmur ve gece, tam üstümdele...