Ağır hareketlerle ayağa kalkıp odanın kapısına doğru ilerledim.
"Sen de benimsin Sevgilim..."
Gece'nin mahmur çıkan sesi gözlerimin yuvalarını bir hayli esnetmişti.
Gece tüm söylediklerimi duymuş, üsüne üstlük cevap mı veriyordu?
Hala arkam dönükken sadece bekliyordum.
"Yağmur, gelir misin?"
Beni resmen yatağa çağırıyordu. Aklımdan bin bir türlü senaryo geçerken sakin olmaya çalışarak, yatağın kenarına geçip oturdum. Gece'yse yatağın başlığına dayanmış oturuyordu ve evet, üzerinde hala bir şey yoktu.
"Bir mahsuru yoksa beraber uyusak mı? Benden sakladığın her neyse içimi fazlasıyla rahatsız ediyor. Yanımda kal, bari öyle rahatlayayım."
Gözlerinden gözlerimi kaçırırken cevaplıyordum onu.
"Ama yolu bildiğ-"
"Yol burasıydı. Sen de pekala buldun."
Ellerimden tutup konuşmasına devam etti.
"Lütfen, kal."
Ne diyeceğimi bilemeyerek gözlerimle onayladım onu. Gece yatakta yer açarken bense üzerimdeki ceketi çıkartıyordum.
Nihayet yatağa girdiğimde Gece'nin yüzü bana dönük olsa da aramızda hayli mesafe vardı.
Dünya güzeli kahvelerinin üzerine perde indirip yorganı boynuna kadar çekti.
"Hadi uyu artık!"
Komutunun üzerine ben de gözlerimi kapattım. Annesinin kıyafetleriyle onun yanında yatmak ne kadar garipti.
"Gece?"
Gözlerimi açmadan sormuştum sorumu.
"Efendim?"
"Üzerimdekileri... Sen mi aldın annene?"
Derin solukları yüzümü yoklarken yumuşak olmayan bir tonda konuşmaya başladı.
"Yağmur, aç gözlerini!"
Göz kapaklarımı yavaş yavaş kaldırırken Gece'nin kaşlarını çatmış yüz ifadesi karşılıyordu beni.
"Sakladığın şeyin bu söylediklerinle hiçbir alakası yok, değil mi Yağmur?"
Yatakta gözlerim tavanı bulacak şekilde döndüm. Derin bir soluk alıp kapadım gözlerimi.
"Bu soruya bir süre cevap veremeyeceğim Gece. Ama ne olursa olsun, ben senin kötülüğünü istemiyorum. Hiçbir zaman istemedim, istemem bunu benimsemeni istiyorum senden."
Beni izlediğini hissediyordum. Bu hissim sürerken yataktan kalkıp odanın sağ tarafındaki pencereye doğru gitti.
Koltuğun üzerindeki sigara paketinden sigara çıkartıp ardından pencereyi açtı. Dudaklarının arasına aldığı sigarayı seri hareketlerle yaktı.
Ciğerlerine zehri hızla gönderirken pencereden dışarıya çıkartıyordu kafasını.
Duman, dudaklarından ve burnundan hızla çıkarken bana döndü.
"Yağmur... Seni seviyorum, bunu biliyorsun. Benim hakkımda kötü bir düşüncen yok, onu da biliyorum. Ama ne bu? Bu sik- Bu aptalca muhabbet ne!?"
"Off Gece, kaldıramayacağım yükler almama sebep olma. Lütfen sorma. Söyleyeceğim."
Kafasıyla beni onayladığında arkamı dönüp uykuya bıraktım vücudumu, zihnimi, ruhumu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR GECESİ
Teen FictionPeşime takılan adamdan topallaya topallaya ne kadar hızlı olabilirse o kadar hızlı kaçıyordum. İzimi kaybettirmek için dar bir sokağa girdim. En sevdiğim şeyler tam tepemdeyken korkudan ölecek raddeye gelmiştim. Yağmur ve gece, tam üstümdele...