"Anne! Nerede bu çocuğun bezleri?" odamdan bağırarak sorduğum soruya karşı, annem de aynı şekilde bağırarak karşılık verdi.
O, kim olduğunu bilmediğim çocuğun yazdığı yazıyı göreli bir hafta oldu. Annemler iki saat önce geldiler eve. Şu an ise bebeğin bezlerini kolisinden çıkartıyordum. Büyük uğraşlar sonucunda bezleri çıkartıp oturma odasında oturan anneme götürdüm. Annemin oturduğu üçlü koltuğun karşısındaki üçlü koltuğa geçip oturdum. "Anne?" dedim sorarcasına, annemden cevap gelmeyince devam ettim konuşmaya, "Babam nerede? İşe mi gitti?". Annem çocuğu emzirirken, kafasını kaldırıp bana baktı, "Evet, işe gitti. Sakın evden kaçmak yok kızım! Tamam mı?" dedi uyarırcasına, bense öylesine başımı salladım. Babam tır şoförü olduğu için çok fazla evde durmuyor. Onun için yine yok.
Oturduğum koltuktan kalkıp bebeğin yanına gittim. Ona bakarken yüreğimin içini sımsıkı huzur kapladığını hissettim."Anne?" dedim, küçük bir çocuğun soru sorduğu gibi. Annem de küçük bir çocuğa cevap verir gibi, "Efendim, benim güzel kızım?" dedi. "Anne, benim doğduğumda gözlerim siyahmış ya hani... Yafes'in de gözleri siyah şimdi, büyüyünce mavi mi olacak?" dedim Yafes'e bakarken. Bebeğin adı Yafes, ben o ismi istedim. Hazreti Nuh'un (a.s) üçüncü oğlunun adıymış, güzel geldiği için kulağa o ismi koydular. Annem bebeği koltuğa yatırırken bir yandan da bana cevap vermekle uğraşıyordu, "Bilmiyorum kızım, ama inşallah senin gözlerin gibi gece mavisi olur." dedi gülümseyerek. Hoşuma gittiği için otomatikman ben de gülümsedim.
Annem çocuğun altını değiştirmeye başladığında, ben de dizlerimin üstüne çöküp annemi izlemeye başladım. Bakarken gözlerim bir yere takıldı, Yafes'in bacaklarında nokta nokta kızarıklar vardı. "Anne, bunlar ne?" dedim noktaları göstererek. Annem cevap verecekken dış kapının açılmasıyla açılan ağzını kapattı. İçeri giren babaannemdi. Babaannem hemen aşağıda oturduğu için buraya inip çıkıyordu, anahtarı da vardı. Babaannem gelip oturdu. Annem, sorduğum soruyu unutmuş olacak ki hiçbir şey demedi. Tekrar hatırlatmak istediğim için, "Anne?He, ne bunlar?" dedim meraklı meraklı. Sorduğum soruya babaannem cevap verdi, "Et dolduran onlar." dedi gayet bilgeç bir ifadeyle. Tatmin olmamış bir şekilde devam ettim konuşmaya, "Ne ki onlar? Yani neden oluyorlar?". Babaannem tekrar konuşmaya başladı, "Bebek kilo aldığında çıkıyor onlar.", anlamış bir ifadeyle suskunluğumu koruyup, tekli koltukların birine geçip oturdum.
Annem bana baktı mahçup bir ifadeyle. Ne olduğunu anlamayarak baktım yüzüne. "Noldu anne?" dedim merak ve endişe taşan sesimle. "Çorba yapacak mısın?" dedi annem, hala yüzünde mahçup bir ifade varken. Tam cevap verip, ayağa kalkacakken, babaannem ayaklanıp "Aaa!Olur mu öyle şey?!Otur kızım sen! Kaç aydır hizmet ediyorsun zaten. Ben yaparım onu da." deyip mutfağa gitti. Ben de yerimde öylece oturup kaldım. Ben normalde de her kızın normal bir şekilde işlendiği gibi işlenen biriydim,ama annem hamile kalınca daha çok yapmaya başladım. Ayrıyeten de amcamın karısı yani yengem de hamile şu an, yaklaşık bir ay sonra da o doğum yapacak. Ona da yardım ediyorum. Bizim çoğu akraba ilişkisinde olduğu gibi değil de daha yakın bir ilişkimiz var. Amcamın oğluna doğduğu zaman kardeşim demişim mesela, hiç kuzen demeye dilim varmaz ,kalbim de...
Düşünürken tekrar o kelime çıktı ağzımdan, "Anne?" dedim düşünceli bir halle. "Efendim Yağmur?" dedi bir yandan bebeği uyuturken. "Anne, ben de mi kilo alıyorum?", hala düşünceliydi tavrım. "O ne alaka kız?!", anlamaz bir ifadeyle yüzüme bakıyordu, daha fazla bekletmeden cevap verdim, "Benim de bacaklarımda Yafes'inki gibi noktalar var.". Bu söylediğim üzerine ,annem kaşlarını çatarak yanıma geldi. "Kız saçmalama! Göster bakayım, nasıl bir şeymiş!". Annemin gözlerine baktığımda endişe ve korkudan başka hiçbir şey göremiyordum.
Annemin verdiği komuta uyarak hemen bacaklarımı açtım. Annem dikkatle bacaklarıma bakarken bir yandan da babaanneme seslenmeye başladı,"Anne, kız! Gelsene çabuk!". Babaannem, annemin seslenmesi üzerine yanımıza gelirken ben de korkmuş bir ifadeyle "Ya, yoktur önemli bir şey!" diyerek, eşofmanımı çekmeye başlayınca annem elimi tuttu, "Kız, dur!" dedi kızarak. Babaannemle aralarında konuşurken, boşluklarından yararlanıp eşofmanımı çektim. Telefonum çalmaya başlayınca, mükemmel konuşmalarını(!) bölüp bana baktılar. Telefonun ekranını onlara döndürüp "Yengem!" dedim. Telefonu açıp kulağıma götürdüm,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAĞMUR GECESİ
Teen FictionPeşime takılan adamdan topallaya topallaya ne kadar hızlı olabilirse o kadar hızlı kaçıyordum. İzimi kaybettirmek için dar bir sokağa girdim. En sevdiğim şeyler tam tepemdeyken korkudan ölecek raddeye gelmiştim. Yağmur ve gece, tam üstümdele...