laudis excedere

833 93 189
                                    

"George, direkt konuya gireceğim; senden cidden çok hoşlanıyorum, bu zamana kadar sebep olduğum şeyler için özür dilerim. İstersen bir daha karşına bile çıkmam ama az sonra soracağım soru için bir cevaba ihtiyacım var. Benimle çıkar mısın?"

Duyduğum sözlerle vücudum tamamen sarsılmaya başladı. Kendimi uyanık hissetmedim, sanki buraya sonradan eklenmiş veya hiç gelmemiş gibi
hissediyordum. Buna karşı çıkan tek şey karnıma giren kramplardı.

Kelebekler artık durdurulamazdı.

Clay, uzun zamandır sevdiğim çocuk, bana çıkma teklifi etmişti.

Sözlerindeki umutsuzluk beni ne kadar üzse de bunu değiştirebilecek cevabın bende olduğunu biliyordum.

Ve tam da onu söyleyecektim.

Gözlerini benimkilerle buluşturmaktan kaçıyordu, bunca yaşadığımız şeye rağmen hayır diyeceğimi falan sanıyor olmalıydı.

Salak.

Kocaman gülümseyip hızlıca kollarımı boynuna doladım. İlk defa bu kadar mutlu olmuşum gibi
hissediyordum, büyük ihtimalle de öyledir zaten.

Elleri belime dolanmadan önce birkaç saniye tereddüt etti, sonrasında ise sıkıca tutup biraz havaya kaldırdı.

"Evet, tabii ki de!"

Sesim, yüzümü boynuna gömdüğüm için her ne kadar boğuk çıksa da içinde saklı olan heyecan gitmemişti.

Hala havadayken kafamı kaldırıp dudaklarımı onunkilerle birleştirmek için biraz yakınlaştım.

Gülümsedim, gülümsedi.

Gözlerimi kapattım ve...

~
...gözlerimi açtım.

Kulağımın dibinde çalan telefonum beni gerçek dünyaya geri getirmişti.

Bir dakika lan, rüya mıydı yani!

Emin olmak için gözlerimi etrafımda gezdirdim.

Tavan, yatak, çalışma masası, zır zır çalan telefon.

Yüzümü ellerimin arasına alıp boğuk bi çığlık attıktan sonra susmayan telefonu elime aldım.

Her ne kadar ekranda sevdiğim bir arkadaşımın ismi yazıyor olsa da kendimi sinirlenmekten alıkoyamadım.

Wilbur.

Gözlerimi sertçe ovaladıktan sonra açma tuşuna bastım, ne diyecekti acaba sabahın köründe?

"Alo?"

"Alo, George, uyandırdım mı? Üzgünüm, bu zamana kadar uyanırsın diye tahmin etmiştim."

"Pek erken kalkan tiplerden değilim, fakat sorun değil. Sen neden aramıştın?"

Aslında büyük bir sorundu, bırak öpüşelim sonra ara ne diyeceksen.

"Seni sevgilimle tanıştırmak istiyorum da..."

Ne? Yuh abi herkesin sevgilisi var, benim de anca rüyamda.

"Aa, bir sevgilin olduğunu bilmiyordum! Mutluluklar dilerim, nerede buluşalım?"

Telefonun diğer ucundan hafif bir kıkırdı sesi yükseldi.

"Teşekkür ederim. Okulun karşısındaki oturma yerlerinde buluşalım. Sonrasında ise biraz gezip eğleniriz, senin de kafanın dağılması gerekiyor gibi hissediyorum."

"Haklısın, kafamın biraz dağılmaya ihtiyacı var. Yaklaşık bir saat sonra orada olurum, görüşürüz."

"Bye bye!"

~

Hızlıca duşa girip hazırlandıktan sonra buluşacağımız yere gelmiştim. Bu süreç boyunca Clay ve onun sahte çıkma teklifi aklımdan bir saniye olsun gitmemişti.

Ah, gerçek olması için nelerimi vermezdim.

Günün geri kalanında Wilbur'un sevgilisiyle tanışmış, gay olduğunu o anda öğrendiğim için çok şaşırmıştım.

Sevgilisi Schlatt ile mutlu görünüyordu, onlara mutluluklar diledikten sonra birçok yeri gezmiş, onlarla çok iyi vakit geçirmiştim.

Tek moralimin bozulduğu zamanlar onları sarmaş dolaş gördüğüm zamanlardı.

Hadi ama, onlar sevgili. Senin gibi birinin çıkma teklifi etmesini beklemiyorlar, çocuklaşma.

"Senin hoşlandığın birileri var mı George?"

Düşüncelerimi susturup Schlatt'in sorduğu soruya odaklandım.

Vardı, ama onların bilmeye ihtiyaçları var mıydı?

Arkadaşlarından bir şeyler saklamayı kesmelisin George, içinde tutmanın bir anlamı yok.

"Evet var."

Wilbur, ısıracağı pizza dilimini tam ağzına götürmüşken sözlerimle geri yerine bıraktı.

"Ne! Benim niye haberim yok?"

"Yeni yeni keşfettim, sakin ol ve pizzanı ye."

Gülerek söylediğim şeylerden sonra geri bıraktığı pizzayı ısırdı.

"Kim?"

"Tahmin et."

"Dream mi?"

Neden hemen ilk aklına gelen kişi o olmuştu ki...

Sessiz kalmamın nedeninin doğru olduğunu anladığı anda küçük bir öksürük krizine girdi.

"Lan, Dream mi cidden?!"

"Sessiz ol, hıyar!"

ferox | dreamnotfoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin