capitis dolore

816 109 73
                                    

Geçenki olayın üzerinden günler, onlarca ders saati geçmişti. Tek geçmeyen şey başımdaki ağrıydı.

Clay ile her karşılaşmamda onu sinir edecek şeyler söylemiş, sabrını taşırmaya çalışmıştım. Sadece çalıştım.

İlk defa bana karşı bu kadar sabırlı davranmıştı.

Neler oluyor?

Tüm bunlar kafamda dönüp dururken içinde olduğum burgercinin kapısı kulaklarımı tırmalayan rahatsız edici bir sesle açılmıştı.

Bugün Cumartesi, yatağımda olmam gerekirken bu burgerciye gelmiş, az sonra burada olacak arkadaşlarımı bekliyordum.

Niki ve Wilbur, yanlarında iki arkadaşlarını daha getireceklerini söylemişlerdi. Onlar yanımda olacakları için sosyalleşmek benim için daha kolay ve rahat olacağını biliyordum.

Gözlerim her ne kadar içeri girenlerin o dört tane gencin olmasını isteselerde fazla detay vermedikleri için yanlış dörtlü içeri girdi.

İçeri girenler Niki, Wilbur ve daha tanışmadığım iki, el ele tutuşan gençlerdi. Sanırım sevgililerdi, güzel, onların adına sevindim.

Sonunda gözleri bana çevrildiğinde kısaca selamlaştık. Daha ilk tanışmadan kaba olmak istemiyordum.

Yanıma gelmişler, hal hatır sormuşlar, ardından da iki gençle beni tanıştırmışlardı. Ve tahminimde haklı çıkmıştım, ikisi çıkıyorlardı. Onlara tatlı gözüktüklerini söyledim ve mutluluklar diledim.

İsimlerini daha yeni öğrenmiş olduğum Darryl ve Zak, bana onlara Bad ve Skeppy diye hitap edebileceğimi söylemişlerdi. Takma adlarıyla daha rahat hissettiklerini de eklemişlerdi.

Yemeklerimizi almış ve geçen sefer oturduğum kata çıkmıştık. Bu sefer cam kenarındaki masa doluydu. Bu yüzden biraz ortalarda duran bir masaya yerleştik. Yeni tanıştıklarımın ne kadar mesafeli, soğuk olacaklarını sanmışsam tam tersi olmuştu. Kısa sürede yakınlaşmış, ortamı samimiyet kaplamıştı.

Uzun süre sonra ilk defa bu kadar sesli ve içten gülmüştüm.

Saatlerce o burgercide oturmuş, her ne kadar yemeklerimiz uzun süre önce bitmiş olsa da konuşmaya devam etmiştik.

Gün boyu, baş ağrım ve Clay hakkında düşünmemi engellemişlerdi, onlara minnettardım.

Tabii fazla sürmedi.

"Gogy, okulun internet sayfasında senin ve Clay hakkında yazılanları gördün mü?"

"Okulun internet sayfası mı varmış?"

Soruyu soran Niki, cevabımı duyduğunda gülümseyerek ve iç çekerek başını iki yana salladı.

"Hiçbir şeyden haberin yok, değil mi?"

Başımı, hafif çattığım kaşlarımla iki yana salladım. Karşımda oturan Niki, ekranında her ne yazıyorsa bana göstermek için heyecanlı bir şekilde yanıma attı kendini.

Aa yeni bir şey olduğunu sanmıştım. Ben bunu biliyordum. Bilmeyi bırak, buna sebep olan bendim zaten.

Her ne kadar bunları dışımdan söylemek istesemde çenemi kapalı tuttum. Herkesin beni masum bilmesi gerekiyordu, aksi takdirde bütün her şey mahvolurdu.

İnternet sayfasında, 3-4 tane kalitesizce çekilmiş fotoğraflar ve kocaman "DREAM'İN YENİ SEVGİLİSİ BİR ERKEK!" başlığı vardı. Yorumlar ise fotoğraflardan bile iğrençti. Homofobiklerden tut "madem gaydi beni neden reddetti" diye ağlayan insanlarla doluydu.

Okul ortamından neden bu kadar nefret ettiğimi bir kere daha anlamıştım.

ferox | dreamnotfoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin