paenitet

754 96 141
                                    

2 hafta. Dream'in bana çıkma teklifi ettiği günden bu yana 2 hafta geçmişti.

İlişkimiz gayet güzel ilerliyordu. Küçük anlaşmazlıklar yaşansa da ciddi bir kavga asla geçmemişti aramızda.

Tek canımı sıkan şey, Dream'in okulda beni her gördüğü an kolumdan çekiştirip temizlik malzemelerinin olduğu odaya sokmasıydı.

Orada olanlar mı, anlatabilir miyim bilmiyorum.

Bugün aynı şeylerin olacağını sanmıyorum, çünkü Dream birkaç saat içinde sınıfıyla birlikte bir geziye gidecek. Ben ise yine o sıkıcı sınıfımda ders görmeye devam edecektim.

Geziye birkaç sınıfın gidip diğerlerinin kalma sebebi fazla kalabalık olmasını istemedikleri içindi. O giden birkaç sınıfın içinde benim sınıfımın da olmasını çok istemiştim, ancak ne yazık ki sınıfımın adını bir sonraki hafta gidilecek olan gezi listesinde gördüğümde bütün hayallerim yıkıldı.

Şimdi ise koridorda gördüğüm bir masaya oturmuş Dream'in dersten çıkmasını bekliyordum.

15 dakikalık arada onu bulup güzelce eğlenmesini söylemeliydim.

"George, George!"

Dream'in sesini duymamla dikkatimi sesin geldiği yöne verdim. Dream, hızlı adımlarla yanıma geliyordu.

Kurban olduğum, ne de güzel yürüyor.

Tam karşımda durduğunda ise hızlıca saçlarımı öptü.

"Benimle birlikte geziye geliyorsun."

Ciddi tonda söylediği sözlere burnumdan sert bir nefes verip güldüm.

"Bunun mümkün olmadığını biliyorsun Dream. Unuttuysan söyleyeyim, sınıfım gidecekler listesinde değil."

Cümlemi bitirdiğim anda gözlerimi yüzüne çevirdim ve hiç beklemeyeceğim bir şeyle karşılaştım.

Sırıtıyordu, ne diye sırıtıyordu ki bu şimdi?

Sırıtışı yüzünden bir an bile silinmeden kollarını belime doladı. Eğer kafam karışık olmasaydı bunu epey abartabilirdim.

Benim bilmediğim bir şeyi biliyordu ve bu hiç hoşuma gitmemişti.

"Ne diye sırıtıyorsun pişmiş kelle gibi?"

Sözlerime birkaç saniye güldükten sonra konuşmaya başladı.

"Sınıfının listede olmaması senin gitmeyeceğin anlamına gelmez ki sevgilim."

Kaşlarımı çattım, aşkımdan beynini kullanamaz olmuş bu, belli.

Tekrar gülmeye başladı, fakat bu sefer nedeni söylediğim şey değil, yüz ifademdi.

"Dream, iyi misin sen? Sınıfım, benim de bir parçası olduğum sınıf listede yok diyorum, nasıl gelebilirim, Tanrı aşkına?"

Bir elini belimden ayırıp baş parmağını nazikçe yanağıma sürttü, bu beni ne kadar huzurlu hissettirse de onun salak olduğu düşüncesini gidermeye yetmemişti.

Yüzümüzün arasındaki mesafeyi yavaşça kapatırken sessiz bir tonda konuşmaya başladı.

"Ya bize gezide rehberlik yapacak olan yeni öğretmen, senin hangi sınıfta olduğunu bilmiyorsa? Hmm, daha doğrusu, ya ben senin adını bizim sınıfın listesine ekleyip kağıdı çoktan sınıflar hakkında hiçbir bilgisi olmayan öğretmene teslim etmişsem?"

Burnunu burnuma sürttükten sonra sırıtarak geri çekildi.

"Hayır, yapmadın."

"Bence gayette yaptım."

Vay anasını satayım, bu benden de şeytan çıktı.

ferox | dreamnotfoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin