primum osculum

950 96 68
                                    

Tam olarak burada zamanı durdurmak istedim.

Açıklamaların, pişmanlıkların olmadığı.

"Dream..."

"Özür dilerim, her şey için..."

Belimdeki kolu gitti, sanki o kol hayatım boyunca orada varmış da bir anda kaybetmişim gibi boşluğa düştüm.

Tekrar dudaklarıma küçük bir öpücük kondurup aramızdaki mesafeyi tamamen açtı.

"...öpücük hariç."

Bir açıklama yoktu, neden yoktu.

Sadece, büyük bir ihtimalle yaralarımla ilgilenebileceği eşyaların olduğu cam dolaba doğru ilerleyen hızlı adımlar vardı.

Kendimi iki çocukla ortada bırakılmış gibi hissettim.

Bana bir açıklama borçluydu. İnsanlar aniden birini öpüp hiçbir şey söylemeden kaçıp giderler miydi hiç? Saçmalık.

Bu arada, daha az önce "seni öpeceğim için özür dilerim" demişken neden şimdi dilemediğini söyledi?

"Neden...?"

Cümlemin devamını nasıl yanlış düşüncelere kapılmayacağı bir şekilde devam ettirebileceğimi bilemediğim için yarıda kalmıştı.

Aklı olan anlardı ne demek istediğimi.

"Nedeni yok, istedim ve oldu. Anlam yükleme."

Sinirle güldüm hafifçe. Çocuk oyuncağı mı sanıyordu bu?

Beni bir oyuncak gibi istediği zaman öpüp duygularımla oynayamaz, buna izin vermem.

Hışımla oturduğum yerden kalkıp karşısına geçtim.

"Anlam yükleme?! Her istediğin zaman beni öpebileceğini falan mı sanıyorsun?"

Gözleri dudaklarıma düştü, birkaç saniye sonra dudakları kıvrıldı ve sinir bozucu bir şekilde sırıtmaya başladı.

"Evet. Az önceki gibi, seni öpmek istedim, öptüm. Çünkü gözüme güzel gözüktün. Üstelik sen de karşılık verdin, şimdi gelip bana seni öptüğüm için sinirlenemezsin."

Aptalsın George, seni sevdiğini sandığın için bu dünyadaki en büyük aptal sensin.

"Her güzel bulduğum kişiyi öpmek mi? Tavsiye için sağol, tüm okulu dudaklarımdan geçireceğim şimdi."

Yüzünden o aptal sırıtışını silmeden dinledi beni.
Bu çocuk bipolar falan mı?

Tek bir kelime etmeden tekrar belimden tutup beni kendisine çekti.

Sikeceğim yapacağın işi.

Yüzüm boynuna gömüldü, ellerimi göğsüne yerleştirip var gücümle kendimi ondan ayırmaya çalıştım.

Güçsüzlüğümü tamamen az önce yediğim dayağa veriyordum, yoksa çoktan itmiştim onu kendimden.

"Rahat dur."

Rahat dur mu?

Yok ben bunun ağzına sıçacağım, az kaldı.

Sırtıma cam dolabın kapağı sürttü.

Ulan amcık, çekil dolabı açacağım deseydin ben çekilmez miydim?!

"Bırak."

"Yoo."

Boş olan kolunu kaldırıp sanırım dolaptan birkaç şey aldı.

"Çok sinir bozucusun, bıraksana"

"Bıraktırsana."

ferox | dreamnotfoundHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin