Zafer'in cesedi ortadan kaldırıldı ve yemekhane temizlendi.Akşam yemeğinden sonra Özgür Meran'ı kulede buldu.
Özgür "Ne yapıyorsun?"
Meran kafasını elindeki kağıttan kaldırarak cevap verdi "Zafer İrem'in cebine gizlice bir kağıt koydu,çaktırmadan alabildim.İrem veya Eren'i tehlikeye atabilecek şeyler yazmıştır belki diye."
Özgür "Ne yazmış?"
Meran "Neden buraya geldiğini falan,Eren daha iyi anlar tabii,kağıdı ona verelim."
Özgür "Aşağıda dondurma yiyor onlar,gel bizde gidelim."
Meran "Tamam,gidelim."
Diğerlerinin yanına gidip sohbet ederek dondurmalarını yediler. Dondurmalar bittikten sonra Meran Eren'e kağıdı uzattı.
Eren "Bu ne?"
Meran "Zafer'in gizlice İrem'in cebine koyduğu ama İrem'in düşürdüğü kağıt."
Eren kağıdı alıp içinden okudu.
İrem "Özel değilse bize de okur musun?Belki bir şey buluruz."
Eren sesli bir şekilde kağıdı okudu:
"Sevgili Eren,
Dramatik bir şey olmayacak bu,bilmen gerekenleri yazıp bitireceğim.
Gerçekten üvey ağabeyinim.Sana zarar vermek istedim,evet ama nedenim vardı.Annem babamız yüzünden öldü ve o adam bundan sonra kendine yepyeni bir hayat kurup size çok iyi davrandı,kanımda intikam vardı.İntikam için evine anneni öldürmeye geldiğimizde yanımda sevgilim vardı,bana inanan,beni sevdiğine emin olduğum tek kişi.Sen anneni korumak için sevgilimi öldürdün,elimden aldın.Bunun bir bedeli olması gerekiyordu.
Üvey ağabeyin Zafer."
Açelya "Az kalsın intikam kısır döngüsüne girecekmişsiniz."
Eren "Evet,en azından bu yaşanmadı."
Ilgaz "Nasıl hissettiğini sorsam saçma mı olur?"
Eren "Hayır,nasıl hissettiğimi ben bile bilmiyorum."
Özgür "Bir beladan kurtulduğun için sevinmelisin."
Meran "Aynı fikirdeyim başına Zafer yüzünden daha fazla bela gelmeyecek."
Açelya "Bizim yüzümüzden gelecek."
Güldüler.
Eren "Haklısınız aslında."
İrem "Haklıyız,birlikte geçireceğimiz kocaman bir gelecek var,Zafer'e üzülmemen gerek."
Ilgaz "Bana motive cümlesi kalmadı...Aman be salla boşver."
Güldüler.
Bulundukları ortama birden Cansu ve Alperen girdi,tartışıyorlardı.
Cansu "Ceyda'yı görmeye gittin mi gitmedin mi?!"
Açelya saçını karıştırdı.
Alperen "Gittim a-
Cansu "İşte bu kadar!"
Ilgaz "Sen Ceyda'yı görmeye mi gittin?!"
Alperen "Ya gittim ama umut falan vermedim!"
Açelya "Ilgaz!Alperen'in yerinde olduğunu düşün,öldü sandığın sevgilin yaşıyormuş,görmek istemez miydin?"
Ilgaz biraz duraksadı "Belki..."
Alperen "İşte!Hem inanın bana ben Cansu'yu üzecek bir şey asla yapmam,sadece yaşadığını gözlerimle görmek istedim."
Cansu onları izleyen İrem,Eren,Meran ve Özgür'e bağırdı:
"Çekirdek-kola da ister misiniz?!"
Eren fısıldadı "Kantin yakın aslında..."
İrem "Duymasın sakın daha da delirir."
Meran "Bizimle ilgilenmiyor şu an,duyacağını sanmam."
Özgür "Benim hiçbir fikrim yok,konu Cansu her an her şey olabilir."
Sessizce gülüştüler.
Cansu hiçbir şey demeden Tuğba Hoca'nın odasına gitti.
Cansu "Hocam ben yarın dışarı çıkmak istiyorum,tek çıkamayacağımı biliyorum,yanımda bir veya iki polis olacak bunu da biliyorum."
Tuğba Hoca "Nereye gitmek istiyorsun?Çok önemli değilse izin veremem,üzgünüm.Herkes istediği zaman dışarı çıkamıyor."
Cansu "Tolga'nın mezarına..."
Tuğba Hoca "İkinizin arasında geçenleri duymuştum...İzin verebilirim. Yarın sabah kahvaltı saatinden sonra odama gel,iki polis burada olur onlarla gidersin."
Cansu "Çok teşekkürler Hocam."
Cansu odadan çıktı.Kapıda Alperen'i gördü."
Alperen "Tolga'nın mezarına mı gideceksin?"
Cansu "Evet."
Alperen "Neden?"
Cansu "Senin sevgilin ölü numarası yapmıştı fakat yaşıyor,benim sevgilim ise cidden ölü."
Alperen "Ceyda benim sevgilim değil...Bir dakika sen Tolga'ya sevgilim mi dedin?"
Cansu "Evet,dedim."
Sabah Cansu kahvaltı saatinden sonra Tuğba Hoca'nın odasına gitti. Odada biri orta yaşlı biri genç olmak üzere iki polis vardı ve Cansu'ya eşlik edeceklerdi.
Tuğba Hoca "Bir saat içinde geleceksiniz."
Cansu "Tamamdır."
Polis arabasına bindiler ve genç olan Cansu'ya bir demet sarı karanfil verdi ve şunları söyledi:
"Mezara bırakabileceğin bir çiçeğin olmalıydı."
Cansu "Doğru,teşekkürler."
"Rica ederim."
Mezarlığa geldiler ve Cansu mezarın başına gitti,çiçekleri güzelce bıraktı.
Cansu "Beni ne kadar kuleden itsen de ne kadar sevmediğini söylesen de sevdiğini biliyorum,defterlerini buldum,beni çizmişsin birkaç kez, hakkımda çok güzel şeyler yazmışsın...Kişilik bozukluğun olmasaydı bir şansımız olur muydu?Ölmeseydin benim yanımda olur muydun?Ben senin ilk kişiliğine,bana aşık olan kişiliğine aşığım Tolga...Ne kadar kabul etmesem de ben birine aşık oldum,hayatımda ilk defa.Alperen'i seviyorum evet ama Ceyda var,her an aldatılabilirim belki aldatıldım bile...Okula ilk defa geldiğimde tanıştığım Tolga geri dönsün lütfen...Ben dayanamıyorum Tolga, benim sana ihtiyacım var, rüyalarıma gelsen keşke, nasıl mutlu olurum biliyor musun? Nasıl gelirsen gel ama gel ne olursun...Yalvarıyorum sana."
Polislerden biri Cansu'ya seslendi "Artık gitmemiz gerek."
Cansu "Tamam." anlamında kafasını salladı ve gözyaşlarını silerek arabaya bindi ve okula döndüler.Cansu okulda telefonunu aldı ve Alperen'e mesaj attı: "Konuşmamız gerek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlular Okulu
Novela JuvenilMasumlar gerçekten masum mu? Ya da suçlular gerçekten suçlu mu? Masumlar ne kadar masum kalabilir?