Kağıt

8 3 0
                                    

Açelya "Alperen ne yaptın?"

Alperen "Ceyda'yı ziyaret ettim."

Açelya "Ne?Kıza daha fazla ümit vermediğini umarım."

Alperen "Vermedim,gidip görmek istedim sadece;kolay değil,öldüğünü sandığım kişiyi görmek en büyük hakkım bence."

Açelya "Yalan yok ben olsam bende görmek isterdim,umarım başımıza bela olmaz."

Alperen "Olmaz,kesin bir dille uyardım."

Açelya "Güzel..."

Alperen "Senden başka kimse bilmesin lütfen."

Açelya "Bana güvenebilirsin,sırrını güvende tutacağım."

Alperen "Teşekkürler."

Alperen okuldan çıktı.

Açelya odadan çıkınca Ilgaz ve Cansu ile karşılaştı.

Cansu "Alperen gitti mi?"

Açelya "Evet,işi çıkmış."

Ilgaz "Ne konuştunuz?"

Açelya yalan söylemeyi hiç istemedi fakat başka şansı yoktu. "Tolga olayında verdiğim ifade karışmış,onunla ilgiliydi."

Cansu "Halledebildiniz mi?"

Açelya "Evet..."

Ilgaz "Güzel."

Cansu yanlarından ayrıldı ve koridorda ona bakan Caner'i fark etti.

Cansu "Dön önüne zibidi."

Caner Cansu'nun yanına gitti.

Caner "Sana bir özür borçluyum.özür dilerim."

Cansu "Kabul değil,benim de bir onurum var."

Caner "Farkındayım ama hata yaptım en azından lafta affet."

Cansu "Düşünürüz."

Öğle saatlerinde haziran ayında olmalarına rağmen gökyüzü griye döndü,sisler çoğaldı ve yağmur yağmaya başladı.

Yağmurun yağdığı sırada Özgür ve Meran bahçenin içinde olan ormanda yürüyorlardı.

Özgür "Islanmak istemezsen içeri geçebiliriz."

Meran "Hayır,böyle çok iyi."

Özgür "Yağmur çok güzel..."

Meran "Bu havaya bayılırım."

Özgür "Bir ortak nokta daha,bu işi daha da sevmeye başladım."

Özgür bir şarkı açıp kulaklığın sol tarafını taktı,sağ tarafını ise Meran taktı ve yağmurun altında kulaklıkla şarkı dinleyerek yürüdüler.

Meran "Bu mükemmel havayı sadece yürüyerek geçirmemeliyiz."

Telefondan kulaklığı çıkarttı ve sesi yükseltti.

Meran tebessümle "Majestelerini dansa kaldırmak istemez misin?"

Özgür güldü "Bu dansı bana lütfeder misiniz majesteleri?"

Meran "Biraz düşüneyim...Olur."

Akşam yemeği saatinden önce Zafer İrem Dilay'ı ziyarete geldi,yine Tuğba Hoca'nın odasında konuştular.

Zafer "Eren'den sevgili olduğunuzu öğrendim,artık saklamana gerek yok."

İrem "Öğrendiğini biliyorum."

Zafer "Hadi ama bana soğuk davranmayı kesebilirsin artık kim olduğumu biliyorsun."

İrem "Ben yalancı değilim o yüzden dürüst olacağım,samimiyetine inanmıyorum."

Zafer "Bu kanıya nereden vardın?"

İrem "Her şeyi bilemezsin."

Zafer "Tamam....Eren hakkında birkaç şey öğrenmek istiyorum,kapalı kutu gibi,bana hiçbir şey anlatmadı hep ben anlattım."

İrem "Üvey kardeş bile olsanız yeni tanıştığı birine neden bir şeylerini anlatsın?"

Zafer "Ben yeni tanıştığı herhangi biri değilim ama."

İrem "Bunu Eren'den istedin mi?"

Zafer "Teşvik ettim ama oralı olmadı."

İrem "O zaman sana yardım edemem."

Zafer "Sinirimi bozmaya başlıyorsun."

İrem "Duygularımız karşılıklı."

İrem duvarda asılı olan saate baktı,akşam yemeği için yemekhaneye gitmesi gerekiyordu yerinden kalkıp kapıya yöneldi.Fakat bir ses duydu.Çaktırmadan arkasına baktı,Zafer ona silah çekmişti.

Zafer "Bana başka çare bırakmadın!"

İrem "Neden Eren hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorsun?!"

Zafer "Bu seni ilgilendirmez!"

İrem "İlgilendirir!"

Zafer "Akşam yemeği saatiniz bunu biliyorum,yemekhaneye götür beni."

İrem yavaş adımlarla yemekhaneye ilerledi,Zafer de İrem'in kafasına silah dayamış bir şekilde peşinden gitti.

Yemekhaneye o şekilde girince yemekhanedekiler panikledi.

Eren "Dilay'ı bırak!"

Zafer "Bana senin hakkında önemli bilgiler ver!"

Eren "Sana güvenmek istemiştim!İşin benimle bırak Dilay'ı!"

Zafer güldü "Ama tam güvenmemiştin değil mi?"

Özgür "Bu kadar kalabalık ortamda tek kişisin."

Meran "Mantıklı düşün ve bırak Dilay'ı!"

Zafer "Bence siz mantıklı düşünün ve bana Eren hakkında bilgi verin!"

Açelya "Kendi ölüm fermanını imzalıyorsun şu an Zafer!"

Zafer "Umurumda mı sanıyorsunuz?"

Ilgaz "Umurunda olup olmadığını sorduğumuzu hatırlamıyorum,İrem'i bırak!"

Meran Zafer'in gizlice İrem Dilay'ın cebine bir kağıt koyduğunu fark etti.

Yemekhanenin kapıları açıldı,içeri elinde silahla Tuğba Hoca girdi.

Yemekhanede okuldaki tüm öğrenciler vardı ve bu öğrencilerin yarısı silahlı kavga çıkma olasılığında kendilerini güvenceye almaya çalışıp,zarar göremeyecekleri bir yere geçmeye çalışıyorlardı;diğer yarısı ise olayı izliyor,Zafer'e karşı çıkıyordu.

Tuğba Hoca Zafer'in arkasında silahını doğrultmuş bir şekilde duruyordu.

Tuğba Hoca "Kızı bırak yoksa gözünün yaşına bakmam!"

Zafer arkasını bile dönmedi,istifini hiç bozmadı.

Tuğba Hoca hiç çekinmeden tetiği çekti ve Zafer'i vurdu.Zafer kanlar içinde yere yığıldı,İrem Eren'in yanına koştu.Eren İrem'e sarıldı.

Eren "Bir şeyin yok,değil mi?"

İrem "Hiçbir şeyim yok,sapasağlamım."

Meran diğerleriyle beraber İrem ile konuşurken İrem'in  cebindeki kağıdın koşarken yere düştüğünü fark etti,çaktırmadan kağıdı aldı.

Suçlular OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin