-10-

1.5K 164 20
                                    

-Neredeydin tüm gün lixie. Hiç bir aramama cevap vermedin?
-Hastanedeyim Wooyoung ondan dolayı açamadım.
-Hastanede misin? Bir şey mi oldu?

-Hayır Changbin Hyung'un kızı rahatsızlandı onu getirdik.
-Şu geçen gece evine gittiğin adam o değil mi?
-Evet.
-Peki neden sen gittin?! Senden başka arkadaşı yok mu? Hem neden bu kadar yakınsınız? Daha yeni tanıştınız.

-Wooyoung ben istedim gelmek. Ona yardımcı olmak istedim.
-Neden ona yardımcı olmak istiyorsun? -Neden onun yanındaydın da sevgilinin yanında değildin?
-Wooyoung adamla yatmadım alt tarafı hastaneye geldim.

-İstemiyorum biriyle görüşmeni Felix
-1 haftadır niye böyle davranıyorsun? Buluştuğumuzda yüzüme baktığın yok sürekli telefonlasın şimdi gelip beni mi kısıtlıyorsun?
-O adamla aranda bir şey mi var?
-Ne? Ne diyorsun sen? Kapa şu telefonu sinir etme beni.

Suratına kapatıp içeri girmiştim. Sun Hee'yi eve getirmiştiler. Bayan Seo ve Bay Seo'da gelmişti.
-Hyung ben gitsem iyi olacak.
-Birşey mi oldu Felix?
-Hayır sadece biraz yorgunum.
-Ah peki ben seni geçireyim.
Kapıya doğru ilerliyorduk.

-Çok teşekkür ederim geldiğin için.
-Ne demek Hyung birşey olursa arasın beni.
-Tamam görüşürüz Felix.
-Görüşürüz Hyung.

Yukarı çıkıp duşa girmiştim. Saçlarımı kurutup film izlemeye başlamıştım fakat aklım Wooyoung'taydı. Onunla ilgilenemiyordum bu aralar ve kalbini kırmıştım.

Üstümü değiştirip evden çıkmıştım. Yanına gidicektim. Arabayı çalıştırıp kafeye gitmiştim. İkimize tatlı ve kahve alıp evine geçtim. Zili çaldığımda üzerinde wooyoung hediye ettiğim gömlekle duran bir kız açmıştı. Saçı başı dağınıktı.

-Buyrun?
Kendime gelememiştim bir süre bakıştıktan sonra Wooyoung gelmişti.
-Kim gelmiş bebeğim?
Üstünde şort harici birşey yoktu. İçimden ecelin geldi orospu çocuğu demiştim. Ama bunu dışa yansıtamamıştım. Kendime gelemiyordum.

-F-felix?
Hiç birşey demeden arabaya ilerledim. Kolumu çekmesiyle dengemi kaybetmiştim ve göğüsüne yapışmıştım.

-Felix açıklayabilirim.
-Beni cidden bir kızla mı aldattın?
-Felix b-ben.
-Sen ne? Söylesene seni sevmiyordum, seninle oynuyordum. Sana gerçekten inanmıştım. Beni sevdiğine inanmıştım. Güvenmiştim ama sen beni yüz üstü bıraktın.

Hızlıca arabaya bindim. Ağlamama engel olamıyordum. Hızlıca eve gittim. Bahçe kapısı açtığımda Changbin Hyung ile çarpışmıştım.
Harika bir tesadüftü.

-Felix ne bu sinir? Sen ağlıyor musun?
Şaşkınca suratıma baktı. Hiç birşey diyememiştim. Ellerimi onun beline sarılıp daha çok ağlamaya başlamıştım. Şaşırmıştı. Şu an kim olsa aynısını yapabilirdim. Ağlamaya ihtiyacım vardı.

-Ne oldu Felix? Biri birşey mi yaptı?
-Bana gel Hyung. Seninle konuşmak istiyorum.
-Tamam ama önce sakinleş.
Eve çıktığımızda banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım.

-Hadi anlat ne oldu?
-Hyung.
Merakla bana bakıyordu.
-Sevgilim beni aldatıyormuş.

Yüzü düşmüştü. Konuşmak istiyordum ama konuşamıyordum.
-Felix ben ne diyeceğimi bilmiyorum.
-Az önce evine gittim biraz atışmıştık. Özür dileyecektim ama kapıyı bir kadın açtı. Hemde ona hediye ettiğim gömlek ile. Beni bir kızla aldattı. Ben ona güvenmiştim hyung. Onu gerçekten seviyordum.

-Felix kendini üzmene değmez.
-Beni sevmiyorsa neden aldattı? Gayet güzel ilişkimiz vardı.
-Felix bende aldatıldım. Hemde karım aldattı beni.
İşte bunu beklemiyordum.

-Bu seninle alakalı birşey değil. Onunla alakalı demek ki karaktersizin tekiymiş. Kendini üzme biliyorum bu kolay değil ama kendini yıpratmana değmez. O yüzden kafanı dağıtmaya çalış. Onu düşünme artık. Hem sana adam mı kalmadı Felix?

Gülmüştüm.
-Yinede üzülüyorum hyung.
-Üzülmen gayet normal Felix. Sadece bu üzüntüyü en aza indirmeye çalış.
Kafamı salladım. Acıkmıştım canım birşeyler istiyordu.

-Hyung aç mısın birşeyler yiyelim mi?
-Olur.
Mutfağa doğru ilerlediğimde konuştuğunu duymuştum.

-Senin gibi bir meleği nasıl aldatabildi acaba.

Ethereal|ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin