Ethereal|Changlix

-13-

Çocuklar gelmişti ve güzel bir sofra hazırlamıştık. Sun Hee yanımızda yatıyordu. Hava sıcak olduğu için üstüne birşey örtüp bebek arabasında uyutmuştum.

-Hyunjin rahat duracak mısın?
-Evde yapın ne yapacaksanız. Rahat durun az.
-Sizene ben sevgilimi öpüyorum.
-O öpmek değil yemek oluyor Hyunjin.
-Sende Seungmin'i ye o zaman?

-Uzak dur benden
Herkes Seungmin'in böyle demesiyle şaşırmıştı.
-Kavgalıyız.
Herkes kafasını sallamıştı. Fazla kurcalamadılar. Çünkü alkol almışlardı ve saçmalıyabilirlerdi.

-Ee Felix senin hayatında biri var mı?
Felix üzgün bir şekilde kafasını sallamıştı.
-Bu konu hakkında konuşmayalım Jisung.
-Niye?

-Onlar bilmiyorlar mı Hyung?
Kafamı iki yana sallamıştım.
-Sevgili misiniz?
-Daha neler Hyunjin. Anlatmamda bir sakınca var mı Felix?
-Anlat Hyung.

-Soo Jin beni biriyle aldattı ya beni aldattığı kişi Felix'in sevgilisiymiş ve Felix'te ikisini yakalamış geçen gün.
-Ne?
-Hahahahaha şaka gibi gerçekten.

-Bunların hepsi tesadüf mü?
-Neler tesadüf mü?
-Önce asansörde karşılaşıyorsunuz, sonra aynı eve taşınıyorsunuz ve sonra bunu öğreniyorsunuz?
-Hyunjin aramızda hiç birşey yok. Saçmalamayı kes.

-Ama yakışırsınız bence.
-HYUNJİN!
-Sustum.
Felix'e baktığımda kızarmıştı.

Gece geç saatte geliyordu. Diğerleri ise zorla toplanıyordu. Bir tek Jisung sarhoş değildi. Birinin ayık kalması gerekiyordu araba kullanmak için.

Hepsi gitmişti. Felix'le beraber masayı toplayıp içeri girmiştik. Kahve yapıcaktım. Kahveyi yapıp içeri girdim.
-Başım ağrıyorrr
-İçersen o kadar ağrır Felix.
-Hem beni içmek için çağırıyorsun hem de içtim diye kızıyorsun.

Bu haline gülmüştüm. Yanakları alkol yüzünden kırmızıydı. Saçlarını geriye doğru atmıştı ve çilleri çok güzeldi. Bir insana bu kadar yakışabilir miydi çil.

Yaklaşık 5 dakika onu izlemiştim. Kendime geldiğimde ne yaptığımı sorgulamıştım. Kahvelerimizi içerken film açıp izlemiştik.

İçimde garip bir his vardı. Ama bu hissi alkol mü veriyordu yoksa normal miydi bilmiyorum. Kahvelerimiz bitince Felix eve gideceğini söylemişti.

Kahve bardaklarını mutfağa götürmüştü fakat tabak kalmıştı.
-Felix tabağı geti-
Arkamı döndüğümde Felix'le burun buruna gelmiştim. Yutkunmuştum. İkimiz de sadece durup birbirimize bakıyorduk.

Felix dudaklarını aniden dudaklarıma bastırmıştı. Hala olayın şokundaydım ve ne olduğunu anlamıyordum. Alt dudağımı öpüyordu. En sonunda kendime gelip karşılık vermiştim.

Neden karşılık vermiştim?

Bir süre sonra ayrılmıştık. Felix hiç birşey demeden gitmişti. Ben ise kendime geldikten sonra yukarı çıkıp yatağıma yatmıştım ama olayı düşünmekten uyuyamıyordum.

Sabah kalktığımda Sun Hee'yi hazırladım anneme götürecektim bugün onu. Bahçede Felix'le karşılaşmıştık.
-Hyung konuşabilir miyiz?
Kafamı sallamıştım.
-Hyung ben üzgünüm kendimi tutamadım.

-Önemli değil Felix. Hem alkolün etkisindeydik bu yüzden hiç birşey olmamış gibi devam edelim.
Kafasını sallayıp evine gitmişti bende arabaya binip Sun Hee'yi anneme götürüyordum.