Bireysel ahlak alanı bilinen hiçbir alanda sınırlandırılmamış, tercihlerin sonuçları bireylerin sorumluluklarına yüklenmiş ama her durumda kendi ekseni içinde özgür bırakılmıştır. Hak ihlali, zarar verme sözkonusu olmadan, yasalarca belirtilen çerçevede olmak koşuluyla kapalı kapıların ardında gerçekleşen her özel şey bireyin kendi özel alanına mahsustur. Bireyin topluma karşı yükümlülüklerinden biri gizlilik olduğundan sorunun çıktığı yer, bireyin bir duvarı daha da aşıp despot bir hale dönüşmeye başladığı noktadır. Birey, saklı ve korunmuş ekseninde yaşadığı tercihlerini, toplumun önüne koyup da üzerinden ek haklar ve eylemine saygı talep ettiği noktada, toplumsal "norm"lar arasında kendine yer aradığında saygısızlık üzerinden saygı üretmek çabasındadır. Bir kısmı cinsel alanla ilgili olan bu retoriğin, bir hezeyandan ibaret olduğunu söylemeye gerek var mıdır bilmiyorum.
Kimsenin kapalı kapılar ardında nasıl bir cinsel yaşamı olduğunu sorgulamıyoruz, nasıl olduğunu bilme imkanımız da yok. Üçüncü kişilerin, devletin ya da bir grubun özel yaşamı araştırması, ifşa etmesi de yasalarca suç. Ayrıca dış dünyaya kapalı şekilde yaşanan herhangi bir cinsel davranışın -iki ya da daha çok reşit insanın iradesine dayanan herhangi bir ilişki formundan bahsediyoruz- renkliliği konusunda son derece açıkgörüşlü olduğumu sanıyorum çünkü çok şey tecrübe ettim, şahit oldum. Saklı olması gereken bir olgunun, kimlik unsuru ya da yaşam tarzı olarak sunulması ile ilgili olarak, doğru bulmadığım şeyler olduğunu yazmak istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçgüdüsel
RandomBakmak ve görmek. Biz ikisini de yapmıyoruz artık okuyucu. Ne bakıyoruz, ne görüyoruz. Gördüğümüzü sandığımız kendimiziz ama kör olduğumuzu bile farketmediğimiz şizofren bir devinim içinde savruluyoruz. Biraz tebessüm ettirecek, hafif bir okumaya ha...