Bevois, komutanlar ve soyluları Kralın huzuruna çağırdı ve onlarla birlikte Kralın yanına geri döndü.
Cengiz'in bütün komutanları ve güvendiği adamları odanın içerisindeydi artık.
Cengiz, oturduğu yerden kalktı ve gülümseyerek "hoş geldiniz." dedi. Ardından ellerini arkasında birleştirdi. Ciddi bir yüz ifadesi takındı.
"Yaşanan havadisleri hepiniz öğrenmişsinizdir sanırım."
Herkes onaylar bir şekilde başını sallarken Cengiz bir süre sessizce bekledi.
"Alman topraklarına mı yoksa İrlanda topraklarına mı bir sefer düzenlemeliyiz bilemiyorum. Önerilerinizi bekliyorum."
İlk önce Sir James konuşmaya başladı.
"istihbarattan sorumlu olarak şunu söylemeliyim ki Alman komutanlar arasında ikilik var. Bir grup Kralın İrlandalılar ile ittifakını desteklerken bir taraf buna muhalif. Yani siyasette olduğu gibi bir meydan savaşında da görüş ayrılıkları olabilir. Bundan bence yararlanabiliriz."
Cengiz, gülümsedi ve "bunu öğrendiğim iyi oldu." diyerek yerine oturdu.
"Peki İrlandalılarda durum nedir Sir James?"
"İrlandalı komutanlar çok daha fazla senkronize kralım. Komutanları yeteri kadar becerikli, yetenekli ve zeki olmasalar da cesur ve vatanseverler. Aynı zamanda birbirlerine her zaman destek oluyorlar aldığımız istihbaratlara göre. Bu yüzden bence Alman topraklarına saldırmalıyız."
Cengiz, tekrar sessiz kaldı ve uzun süredir tıraşsız kalan yüzünü kaşıyarak "sen ne düşünüyorsun Sir Flint?" diye sordu.
"Almanlara saldırmak için harekete geçersek bu sefer de İrlandalılar bizi gafil avlayabilir Kralım."
Cengiz, "haklısın." dedi ve ardından Sir Oliver'a da fikrini sordu.
Sir Oliver, gülümsedi ve "bence en iyisi beklemek Kralım." diye yanıt verdi.
"Olayları biraz daha gözlemlemeliyiz bence. Romalılar geri çekiliyor olabilir ama tekrar saldırıya da geçebilirler. Bir barış antlaşması imzalayıp yönünü başka bir yere de çevirebilirler. Şu an dünyamız çok karışık. Bu yüzden beklemeliyiz."
Cengiz, tez canlı davranmış, hemen yeni bir savaşa girişilmesini düşünmüştü ve beklemek hiç aklına gelmemişti. Bu yüzden Oliver'ın fikrini beğenerek gülümsedi.
Bu sırada Sir Bevois "bu doğru olmaz." diye karşı çıktı.
"Eğer beklerseniz İspanya sınırında direnen askerlerimiz daha fazla direnemezler. Onlar da Almanlara esir olurlar."
Cengiz, "sen de haklısın." dedi ve gülümseyerek Marian'ın elini tuttu. Başını ona çevirdi ve gözlerinin içine baktı.
"Sen ne önerirsin Kraliçem?"
Marian, Cengiz'in fikrini sormasına sevindi ve gülümsedi. Gülümsemesi zor durumda oldukları için kısa sürdü. "Her şey bizim aleyhimizde." dedi.
"Her tercihimizde bizi zor günler bekleyecek. Beklersek topraklarımızın işgal edilme, Fransızların da esir alınması tehlikesi var. Beklemezsek de İrlandalılar denizde, Almanlar karada güçlü ve ikisi bize karşı. Tek çaremiz yeni bir ittifak bulmak."
Cengiz, Marian'ın sözleriyle kararını verdi ve Dumbarton ile Bevois'a baktı.
"Fransızlar İspanyollara sığınsın ve İspanyaya işbirliği teklif edelim. İspanyolların cevabını beklerken de ordumuz iyice hazırlanmış olur."
Dumbarton, "emredersiniz Kralım." dedi ve askerlere emri yerine getirmelerini işaret etti.
Cengiz, gülümsedi ve komutanları ile şövalyelerine bakarak "toplantı bitmiştir." dedi.
Komutanlar selam vererek yavaş yavaş çıkarken Rahip Tuck Cengiz'e yaklaştı.
"Sizden bir şey rica edebilir miyim Kralım?"
Cengiz, tebessüm etti ve "tabiki de." dedi. Tuck'ı oturttu.
"Senin rican benim için emirdir."
"Kilisemizin yanındaki boş alana bir yatılı okul yapılırsa çok iyi olur kralım. Hem kimsesizler hem de normal halktan insanların çocukları iyi bir eğitim görmüş olur."
Cengiz, gülümsedi ve "çok güzel bir öneri rahip Tuck." dedi.
"Benim eğitimle ilgili birkaç fikrim var. Şu savaş ortamı bir geçsin onlar yavaş yavaş uygulamaya koyacağım."
"Özel değilse fikirlerinizi öğrenebilir miyim kralım?"
Cengiz, tebessüm etti. "Tabi." dedi ve anlatmaya başladı.
"Büyük bir okul yaptıracağım. Bu okula her yaştan çocuklar kayıt olabilir ama ağırlık olarak 0-5 yaş arası, kimsesiz çocuklar olacak bunlar. Eğitilip bu devlet için asker, çiftçi, terzi falan olacaklar."
Marian, gülümsedi ve "çok iyi bir fikir." dedi. Ardından aklına takılan soruyu sordu.
"Peki bu okula kız çocukları da alınacak mı?"
Cengiz, gülümseyerek Marian'ın ellerini tutup sıktı ve gözlerinin içine baktı.
"Bununla senin ilgilenmeni istiyorum."
Marian da Cengiz gibi gülümsedi ve "memnuniyetle." diye cevap verdi. Cengiz'in kendisine güvendiğini, kendisini sevip saydığına ilk kez inanmaya başlamıştı.
"Bu ülkeye yararlı olacak kız çocuklarını yetiştirmeyi çok isterim."
Cengiz, "güzel o zaman." dedi ve ayağa fırladı. Onun kalkmasıyla herkes ayağa kalktı.
"Kilisenin yanındaki boş alan genişletilecek ve büyük bir okul kurulacak. Kız çocuklarının okulu ise kalede olacak. Bu meseleyle Kraliçem ve sevgili Rahip ilgilensin."
Cengiz, cevabı beklemeden "şimdi kaleye dönelim." ve odadan çıktı.
🐢Bölüm Sonu🐢
Dizi Önerisi: Game Of Thrones
Film Önerisi: Olağanüstü Bir Gece (Stefan Zweig)
Film Önerisi: Gizli Dünya
Şarkı Önerisi: Bensiz Yapama (Diyar Pala)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Evrenin Geçmişine Gitmek "Birleşik Krallık" (+18) (Ara Verildi)
Tiểu thuyết Lịch sửBu tarihi hikaye tamamen kurgudur. :) +18 bölümler oldukça fazladır. Rahatsız olacaklar, ahlak bekçiliği yapacaklar ve duyar kasacaklar okumasın bir zahmet. 😏