Cengiz, Barlow'un yemek salonunda olduğunu Barlow yemek salonundan çıkınca anladı ve tebessüm etti. Başıyla selam verdi ve Barlow da bu selama gülümseyerek ve başını eğerek karşılık verdi.
"Güzel bir gezintiye hazır mısınız kralım?"
Cengiz, tekrar tebessüm etti ve "hazırım." dedi. Marian'a başıyla selam verdikten sonra Barlow ile yürümeye başladı. Koridorda yürürken "henüz girmediğim odalarda ne var?" diye sordu.
Barlow, gülümseyerek "fazla önemli bir şey yok kralım." diye yanıt verdi.
"Kütüphane, elçilerin kalması için birkaç oda, vesaire."
Cengiz, bir şeyi merak etti ve merak ettiği o şeyi sordu.
"Peki yakınlarım ve hizmetliler nerede kalacak?"
Cengiz'in bu soruyu sormasının nedeni kalenin çok küçük olduğunu düşünmesiydi.
"Bu yapının dışında büyük bir konakta kralım." diye cevap verdi Barlow
Cengiz, "güzel." dedi ve yürüdüler. Bulundukları yapının dışına çıktılar.
Cengiz, etrafına bir göz gezdirdi.
Kale, İngiliz devleti gibi bir devlet için yeterli büyüklükteydi. Düz bir alana, nehrin kıyısına inşa edilmişti. Kralın kaldığı asıl yapı ve kralın ailesinin ve hizmetçilerin kaldığı büyük ev dışında mütevaziydi.
Şehirdeki evler ve diğer yapılar kalenin dışındaydı. Ama korumasız değildi ve şehir, surlarla çevriliydi.
Kralın kaldığı yapı kalenin duvarının dibindeydi. Nehre bakan kısımda değil diğer taraftaydı. Eski kral, kaleyi bu şekilde yaptırırken bir güvenlik riski görmemişti.
Kralın kaldığı yapının sağ çaprazında harem evi vardı ve onun sağında da büyük bir teçhizat kısmı vardı. Buna atlar ve atların koşu ve antrenman pisti de dahildi.
Kralın kaldığı yapının karşısında, yani kalenin ortasında büyük bir fışkiye vardı.
Cengiz ile Barlow merdivenlerden indi ve çok az yürüdükten sonra işte bu fışkiyenin başında durdular.
Cengiz, gülümseyerek "peki zindan nerede?" diye sordu.
Barlow da gülümsedi ve eliyle geniş ve uzun kale duvarlarını gösterdi.
Cengiz, şaşırarak "zindan, kale duvarlarının içinde mi yani?" diye sordu. Bu fikre şaşırmış, aynı zamanda hayran kalmıştı.
Barlow, Cengiz'in şaşkınlığını ve hayranlığını fark etti. Gülümsemeye devam ederek başını salladı. "Zindanı görmek ister misiniz kralım?" diye sordu.
Cengiz, "olur." dedi ve kale duvarlarının içine, yani zindana girdiler.
Kalenin içinde yer alan parmaklıklar boştu ve genişti. Boş olduğu için muhafızlar kale duvarının içinde değil üstünde veya dışındaydı.
Parmaklıkların ardında saman yığınlarından yapılan tek kişilik yataklar vardı ve bir parmaklığın ardında işkence aletleri duruyordu.
Cengiz, zindanın boş olmasına şaşırdı. "Niye zindan boş?" diye sordu.
"Savaş esirimiz olmadığı için ve ülkemizde çok büyük suçlar işlenmediği için zindan tamamen boş. Küçük suç işleyen insanlar da şehir meydanındaki zindan da tutuluyor.
Cengiz, gülümseyerek "anladım." dedi ve Barlow'a baktı. Güzelliğine bir kez daha hayran oldu ve zindanın boş olmasından yararlanmak istedi ve sırıtarak Barlow'a yaklaştı. Barow'u iki eliyle belinden kavrayarak parmaklıklara dayadı. Başını boynuna gömdü. Ellerini elbisesinin içine soktu Sağ eliyle sol bacağını kaldırdı ve okşamaya başladı. Sol eliyle de sağ bacağını kaldırmadan okşamaya başladı. Başını geriye çekti ve Barlow'un yüzüne baktı.
"Burada benimle sevişmeni istiyorum."
Barlow, "zevkle." dedi ve kralının ensesinden tutarak dudaklarına yapıştı.
Cengiz, Barlow'un diğer bacağını da yukarı kaldırdı ve ikisini de okşayarak ve dudaklarını öperek onu samandan yatağın üzerine yatırdı. Kendi üzerindekileri çıkardıktan sonra Barlow'un üzerindeki elbiseyi de çıkardı. Sertleşen erkekliğini Barlow'un içine soktu ve üzerine abandı. Dudaklarını dudaklarına bastırdı ve bacaklarını okşamaya başlayarak erkekliğini içine sokup çıkarmaya başladı.
Barlow, bacaklarını Cengiz'in beline doladı ve kalçasına tokat atıp elini kalçasından çekmedi.
Bu, Cengiz'i daha da hırslandırdı ve zevke getirdi ve daha da hızlanmasını sağladı.
Cengiz, Barlow'un dudaklarını bırakmadı ve alt dudağını ezdikçe ezdi. İçine girip çıkmaya devam etti.
Barlow, bacaklarını yana doğru açtı ve Cengiz, dudaklarını Barlow'un dudaklarından çekti Barlow'u belinden tuttu. Erkekliğini ileri geri hareket ettirirken Barlow'un da vücudunu belinden tutarak ileri geri hareket etmesini sağladı. Aynı zamanda göğüsleri de aşağı yukarı sallanıyordu.
Barlow, elini kızlığına götürdü ve Cengiz'in erkekliğiyle doldurulmamış kısmını çığlık atarak oval hareketlerle okşamaya başladı. "Daha hızlı kralım." diye inleyerek bağırdı.
Cengiz, Barlow'un hızlanmasını istemesiyle hızının doruğuna çıktı ve inlemeye başladı. Tuttuğu beli aynı anda sıktığı için kızartmıştı ama buna rağmen Barlow'un belini bırakmadı. Ama sağ elini belinden göğüslerine götürdü ve hızını biraz yavaşlayarak göğüslerini okşadı ve ardından sıktı. Elini daha yukarı, Barlow'un boğazına götürdü ve boğazını sıkarak erkekliğini, Barlow'un kızlığına aşırı hızlı sokup çıkarmaya başladı. Baş parmağını gülerek ağzının içine soktu ve Barlow, Cengiz'in parmağını gülmeyle birlikte emerek çığlıklarını susturma yoluna gitti. Cengiz'in baş parmağını kuvvetlice emdi ve ara sıra ısırdı.
Cengiz, elini Barlow'un ensesine götürdü ve yavaşlayarak Barlow'a doğru eğildi. Dudağını dudağına bastırdı ve öpüşmeye başladılar. İkisi de orgazm olmuştu.
Birden bir ses duyuldu. Bu bir öksürük sesiydi.
🔆Bölüm Sonu🔆
Hayalet okuyucu istemiyorum. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. :) 🙂🙃😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paralel Evrenin Geçmişine Gitmek "Birleşik Krallık" (+18) (Ara Verildi)
Ficción históricaBu tarihi hikaye tamamen kurgudur. :) +18 bölümler oldukça fazladır. Rahatsız olacaklar, ahlak bekçiliği yapacaklar ve duyar kasacaklar okumasın bir zahmet. 😏