1,4

235 55 70
                                        

Selamın Aleyküm güzel insanlar🌹 Yukarıdaki videomuz bölümümüzde geçecek olan kısım. Bölüme başlamadan önce beş dakikanızı ayırıp dinleyebilirsiniz. Belki yazdıklarımdan daha etkileyebilir sizi.

Bugün biraz dini sohbet olacak. Hadi Bismillah ☺️☺️




"Yaş döker mısralarıma mürekkep, "Hu!" diye titrer kalem."

A.N.Ü.








Selam verdiğimizde telefonumda titreşim hissettim. Telefonumu olur ki acil durum olur mesaj gelir ya da aranırsa sessiz de kalmasın diye titreşime almıştım.

Her zaman ki duamı ettikten sonra toparlandım. Cemaat toparlanmaya başlamıştı. Her akşam namazından sonra sohbet yapardı, ya Resul abi ya da Muhammed Emin abi.

Cemaat sohbet için yan yana dizilmeye başlamış yerlerine kurulmaktaydılar. Kürsü tarafına baktım. Muhammed Emin abi kürsüye yerleşmiş elindeki ufak tefek notlara göz atmaktaydı. Resul abi de hemen kürsünün yanında telefonuyla ilgilenmekteydi.

Telefonumu elime aldım. Umut'tan bir mesaj vardı. Elimi Bilal'in omzuna koydum. Bu muhattap olmak için küçük bir işaretti.

Bilal sıcak tebessümüyle bana döndü. Cemaate ve Muhammed Emin abigile tekrar bir göz attıktan sonra Bilal'e döndüm.

"Umut gelmiş Bilal. Ben gidip onu karşılayayım. Sohbet başlarsa haber verirsin."

"Tamam Ömer. Sen git Umut'u getir. Zaten Muhammed Emin abi ile Resul abi küçük bir duyuru da bulunacaklar. Geç kalmaz yetişirsiniz."

Başımla onaylayıp geriye döndüm. Telefonun ekranını görüş açıma aldım.

Umut; Ben geldim Ömer

Umut; Gelebilir misin?

Umut; İçeri girmeye çekiniyorum da

Umut; Sen gelirsense içeri girebilirim

Ömer; Bekle geliyorum
(Görüldü ✓✓)

Telefonu cebime sokup camiinin çıkışına doğru ilerlemeye başladım. Hafif koşar tempoyla ilerliyordum. Hayatım da ilk defa birisinin hidayete ermesine sebep olacaktım. Bu. Çok müthiş bir duygu.

Eğer iki dakika geç kalırsanız uçup gidecekmiş telaşına engel olamıyorsunuz.

Camiinin girişine geldim. Raflardan kendi ayakkabılarımı aldım. Ala acele giyinmeye çalışıyordum. Bağcıklarını bağlamadan camiinin avlusuna attım kendimi. Etrafa bakınıyordum. Neredeydi acaba?

Avlunun kapısının önünde de olabilirdi. İki üç adım attım. Ve arkamdan işittiğim sesle adımlarımı kestim.

Yavaşça bedenimi sesin geldiği yöne çevirdim. Yüzüm onu görünce gevşedi ve sıcak bir tebessümü takındı. Başı önünde, elleri cebinde gelip gelmemekle arasında kaldığı bir vaziyette şadırvanın yanında bekliyordu.

Bir kaç büyük adımla aramızdaki farkı en aza indirdim. Tam önündeydim. Ben başını kaldırıp yüzüme bakmasını isterken o ise yüzüme bakmadan etrafa kısa bir bakış attı.

Tekrardan başı önüne dönünce yüzümdeki sıcak tebessümün sıcaklığı gitti. Kaşlarım hafifçe çatıldı. Tek kaşımı kaldırarak sorgular bir ifade takındım bu sefer.

Ne Oldu Bize?|textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin