🕸 5 🕸

412 49 145
                                    

Jimin

Lanet olsun hiçbir yeri toplayamamıştık. Hepimiz oldukça ürkmüştük çünkü. Hatta bebek Pranpriya'yı bile odasına çıkarmamış, nasıl bulduysak o şekilde koridorda aşağıda bırakmıştık. Şimdi ise benim odamdaydık ve uyuyup ile uyumamak arasında gidip geliyorduk. Jungkook gergin, Taehyung ise oldukça tedirgindi. 

Öyleki şu anda benim odamda büyük bir açlıkla sigara içiyorduk. Taehyung yatağın ayak ucunda yere bakarak sigarasını içine çekiyordu. Jungkook odada bulunan iskembeye oturmuş camdan bakarak sigarasını büyük bir çalıkla içiyordu, ve bende yatağıma uzanmış tavana bakarak sigaramı içiyordum. Ve görünüşe göre hiçbirimizin uyumak gibi bir niyeti yoktu.

"Belki de camını açıkta unuttuğumuz bir pencere vardır." diyerek sessizliğini bozdu Taehyung. "Yani cereyan yapmış olabilir." dediğinde lafa gözlerini deviren Jungkook girdi.

"Taehyung, affedersin ama sen salaksın dostum." dedi ve sigarasını bir kez daha içine çekti.

Taehyung ise masumca omuzlarını kaldırarak "Niye ki?" diye sordu. Jungkook içine çektiği sigaranın dumanını dışarıya verdikten hemen sonra konuştu.

"O bebek porselenden yapılma bir bebek. Üstündeki örtü uzunken, nasıl tamamen üzerinden sıyrılsın? Hadi onu da geçtim... Aptal bir cereyan nasıl onu yerden şifonyerin üzerine koyabilir?" 

Ah! Bunun düşüncesi bile insanın kanını donduruyor!

Taehyung ona hak vererek ve düşüğü şeyin aptalca olduğuna da inanarak yine bakışlarını yere çevirdi. Bu sırada bende biten sigaramı söndürdüm. 

Ve tam o anda...

Bizimkilerin susmasının arkasından sesler duymaya başlamıştım. Hışımla yattığım yerden doğruldum ve sesi dikkatlice dinlemeye başladım. Benim gibi Jungkook ve Taehyung'da sesi duyduklarından kanları çekilmiş gibi olan yüz ifadeleri ile sesi dinlemeye başladılar.

Sesi iyice dinledim ve--

Aman Tanrım!

Taehyung soğuk terler dökerek "Tanrım! Doğrama sesi!" dedi dişleri arasından konuşarak.

Gerçekten de öyleydi. Sanki birisi aşağıda kesme tahtasının üzerinde bir şey doğuruyordu!

"İyice emin olalım." dedi Jungkook fısıltı ile konuşarak.

"Nasıl?" diye sordum.

"Kapıyı yavaşça arala." dediğinde bunun pek iyi bir fikir olduğunu düşünmesem de, oturmak bu durumda daha kötüydü.

Yavaşça yataktan kalktığımda arkamdan onlarda geldi. Kapının kolunu tuttum ve seslerin hala devam etmesine rağmen kapıyı yavaşça araladım. 

Gözüm daha koridorda gezinemeden çaprazımda olan bebek Pranpriya'nın odasında, yatağın üzerinde oturmuş bir şekilde duran ve bize doğru bakan porselen bebek Pranpriya ile göz göze gelmiştik. 

Üçümüz aynı anda bağırdık ve odaya tekrar girerek kapıyı hızlıca kapattım. Arkasından kilitledim. Korku ile nefes alıp verirken gördüklerimin bir halüsinasyon olmasını diledim.

"İmkansız!" dedi Jungkook saçlarını karıştırarak. Kafayı yemek üzere gibiydi. "İMKANSIZ!" diyerek haykırdı.

Taehyung titreyen eliyle kapıyı işaret etti. "O-o b-bebek..." Derin derin nefesler aldı. 

"Aşağıdaydı." Onu onayladım. "Evet."

"Şifonyerin üstünde."

"Evet."

Secret Face || VlisminkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin