28

191 23 136
                                    

Merhabaaa! 👋🏻

Aynı gün ikinci bölüm... Hadi yine iyisiniz... 🤭

Skandalın kritiğine geçiyoruz.

Hazır mıyız? Fırlatıyorum mekiği uzaya doğru!

3, 2, 1 ... 

Off! Bu ara Taehyungla çok vakit geçiriyoruz, ondan etkileniyom hep

Yoksa bu kadar salak değilim ;) :D 

Hadi o halde, keyifli okumalar.

*

🎷 Kim Taehyung ve iç sesinin anlatımından;

Büyük bir sessizlik içinde merdivenlerden inip bahçeye geldik. Sosocuğumun hazırladığı muhteşem masadaki yerlerimizi aldık. 

Henüz taze ama bir o kadar da kart olan çiftimiz masaya teşrif etmemişti. Muhtemelen odalarında bize nasıl bir açıklama yapacaklarını konuşuyorlardı. 

Güzel MinJun ve pis sevgilisi Jungkook'un hararetli tartışması masada da tüm hızıyla devam ediyordu hala. Tanrı bana sarı ışık yakıyordu sanırım; yeşil yanacak hazır ol diyordu, kesin! Hissetmiştim. Bu tartışmanın sonu ayrılıktı! 

"Sus! Tek bir laf bile etme!" Jungkook da amma alıngandı be! İzin vereydi de şu tatlı kız bir derdini anlatsaydı. "Her şeyi kendine sakladığın gibi bunu da kendine sakla MinJun-shi. Duymak istemiyorum. Sevgilisiymişim.. Peh pabucumun sevgilisi..." 

"Ama sevgilim! Bunu sana anlatsaydım sence Namjoon oppanın üzerinde kullanabileceğim bir kozum olur muydu? Jungkook nasıl olsa biliyor derdi ve bizi sallamaz, her yaptığımıza karışırdı. Aşkım, bebeğim yapma böyle. Üzülüyorum!"  Ah be MinJun, ah be güzellik... Bana bu kadar cümle kursan köpeğin olurdum. Yine yavşadım kıza, neyse...

"Bu da doğru. Ama doğru olması sana kızmayacağım anlamına gelmiyor. Konuşma benimle sevgilim. Ah yani MinJun-shi!" Geri zekalı! Salak! Kaslı, seksi, saf, mal tavşan! Boş yapıyordu kıza. Bir de kollarını önünde bağlamış çocuk gibi küsüyordu. Pis herif! 

"Ne oluyor burda yahu? Bir halt var ama ne olduğunu anlamadım!" HaeSoo, yazık, bütün olaydan bihaberdi. Kimseden de ses çıkmıyordu. Bakışlar masadaki boş tabaklara inmiş sessizce düşünceleriyle boğuşuyorlardı. 

Tamam anlıyorum, hepsi şahit oldukları olayla birazcık şok olmuşlardı ama abartmaya da gerek yoktu. Çocuklar birbirini beğenmiş, sevmiş... Bu kadar büyütmeye gerek var mıydı canım?

Tabağıma kahvaltılıkları koymuş iştahla yiyordum ki HoSeok hyung bütün iştahımın içine sıçtı. "Sen nasıl adamsın be Taehyung? Az önce gördüklerin hiç mi etkilemedi seni? Yıllardır bir yalanın içindeymişiz, hiç mi kalbin kırılmadı?" 

Niye kırılsın yav? Amma da drama yaptılar ha!.... No more drama hyung ya pliizz! 

"Şaşırdım tabi hyung ama onu orada, odalarının kapısında bıraktım. Büyütmeye ne gerek var? Üstelik rahatladım da. Jin hyungun başı bağlıysa, bu demek oluyor ki; gruptaki en yakışıklı bekar artık benim. Bildiğin dolar gibi tavan yaptım bir anda! Neyse oyalama beni hyung. Açım ben, karnımı doyurmam gerek." 

Arkadaş? ((Çingu?))Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin