Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı... Hiçbir zaman şikayetçi olmadım hatta onun yağmurunun beni sırılsıklam etmesini seviyorum bile denilebilir ancak gökkuşağının renklerinde kaybolmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki artık kara bulutların dağılması ve Güneş'e yer açması gerekiyordu. Gecenin bir yarısında, bu kalabalık sokaklarda tek başıma yürürken bile beni yalnız bırakmıyordu, çok kez kurtulmayı denemiştim ama o hep buradaydı. Baktığım her yerde, duyduğum her sesteydi.
Birini severken bütün kalbinizi vermeniz yetmez; üzüntüden veya mutluluktan akacak gözyaşlarınızı, doğru ya da yanlışı ayırt edebilen son beyin hücrenizi, bir süre sonra sözünüzü dinlemeyi kesip utanmazca yanındaki bedene uzanacak ellerinizi, diğer iki et parçası için alev alev yanacak dudaklarınızı, o gittiğinde içine derin bir nefes çekmeyi eziyet olarak görecek ciğerlerinizi ve hatta ondan başkasına kör olacak gözlerinizi feda etmelisiniz. Düşününce birini sevmek bile bu kadar zahmetliyken paramparça olmuş ve tekrar bu duruma düşmekten ölümüne korkan birinden kalbindeki buzları benim için eritmesini istemem açgözlülük olabilirdi, hatta öyleydi. Emindim çünkü ben konu Xiao Zhan'a geldiğinde hep açgözlüydüm. Ellerini tutarken, kollarımı beline sararken, kokusunu içime çekerken, dudaklarımı dudaklarına hapsettiğimde... Hep daha fazlasını istemiştim. Kalbinde bir yerim vardı, bu beni mutlu ediyordu ancak bununla asla yetinemiyordum.
Korktuğu için onu suçlamıyorum ama... Keşke kaçmasaydı, en azından gitmeden önce arkasına baksaydı. Keşke ateşimle kalbindeki buzları eritip bedenlerimizi kavurabileceğimi görseydi, keşke bütün zayıflıklarımla karşısında dururken o güzel gözlerinin yeni odağı olsaydım.
Ellerimin arasından kaçıp giden parmakların arkasından bakakalmıştım bir süre. Peşinden gidip onu daha zor bir duruma sokmak istemiyordum. Zaten ayaklarım bu noktaya kenetlenmiş gibi hareket etmiyordu. Evet ben onu daha zor bir duruma sokabilirdim ama bunu sevebilmek onun elindeydi. Gelebilirdi, ellerimi tutup beni buradan çıkarabilirdi ama o... gelmezdi. Aşık olacağımız kişiyi seçebilseydik kesinlikle bu kadar korkak birini seçmezdim, böyle düşünüyordum ama biliyordum ki böyle olsa bile her seferinde yine ona giderdi kalbim; gözlerim onun için yaşlarla dolar, ellerim yine onun ellerine uzanırdı. Öyle ya Xiao Zhan'ı sevmekten hiç usanmazdım. Elime tutuşturulan viski bardağıyla düşüncelerimden sıyrılmıştım ama etrafa göz gezdirdiğimde, burada durmanın nefes almayı daha çok zorlaştırdığını fark ettim. Yeniden bar tezgahının arkasına geçip bir şişe kırmızı şarap alıp kendimi dışarıya attım.
Hızlı adımlarla çok uzakta olmayan eve ilerliyordum, o an herkesten çok acelem vardı çünkü beni incitse de yeniden toparlayabilecek tek kişinin yanına gitmeliydim, zehirim de panzehirim de oydu.
Kalbim ona her gidişimde bir farklı atıyordu, kırılmıştı ama iyileşmek için umudu vardı, kan pompalamaktan vazgeçmiyordu. Asansöre bindiğimde elimi sol göğsüme götürüp hüzünlü sesine kulak verdim, her seferinde onun adını sayıklıyordu; Xiao Zhan... Burada bir başkasına yer yok diyordu. Denemiştim, yemin ederim elimden geleni yapmıştım ama sadece onun için atmaya devam etmişti, şimdi olduğu gibi sadece onun için...
Daire kapısından içeriye girdiğimde boş bir ev karşıladı beni, yelkenleri suya indireceğim sırada gördüğüm notla elimdeki şarap şişesini de alıp on bir katlı binanın çatısına çıktım.
Şehir ışıkları tarafından aydınlanan gecede yanında boya kalemleri, elindeki kağıda bir şeyler karalayan genç adam kalbimi yeniden ve yeniden ısıtmıştı. Ne kadar kızsam da kırılsam da onu görmek aklımdaki her şeyi uçuruyordu; sadece o kalıyordu, bütün güzelliğiyle o. Dakikalar sonra derin bir nefesi içime çekebildiğimde, oksijenime yaklaştım.
"Burası yeterince aydınlık ama ışığın kaynağını pek sevdiğim söylenemez, Yıldızlarla aydınlanan geceleri severim." Yanına oturduğumda, bakışlarını önündeki kağıttan çekmeden konuşmaya başlamıştı. "Şimdi sen geldiğine göre hiçbir eksiğim kalmadı, manzarayı severek resmedebilirim." iç çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
chance with you // yizhan
Fanfiction"Bir insan hayatında üç kez aşık oluyormuş; ilki gençlik aşkıymış ve saçma bir nedenden bitiyormuş. İkincisi en toksik olanı ve bitirmesi en zor olanıymış. Üçüncüsü ise gerçek bir aşkmış, her anlamda tam bir beraberlikmiş. Bildiğim kadarıyla senin s...