Final: Gökkuşağını görmek için gökyüzüne bakmaya ihtiyaç yok

487 45 39
                                    

Sıcacık bedenlerin aksine üşüten bir hava, huzurla esen rüzgara eşlik eden su damlaları... Her zaman olduğu gibi yağmur dinecek, pencereden içeriye sızan toprak kokusu bir diğerinin tenine karışacaktı. Peki bu sabah da yağmur durduktan sonra gökkuşağı çıkacak mıydı? Belki çıkmazdı. Belki de çıkmasına ihtiyaç yoktu, tıpkı güneşin doğmasına ihtiyaç olmadığı gibi.

Birbirlerine her zamankinden yakın olan iki bedenden biri çoktan gözlerini aralamış, diğerinin kolları arasında olmanın keyfini çıkarıyordu. Onun sıcak teni, kalbini ferahlatan kokusu... Ona dair her şey başını döndürüyordu. Sevdiği adamın tapılası yüzünü bir süre daha izledikten sonra gitmesi gereken bir işi olduğunu hatırlamıştı. Siyah çarşafın altından diğerini uyandırmamaya özen göstererek çıkmaya çalışıyordu ancak belini sarıp yeniden yatmasına neden olan ellerle duraksadı.

"Bu sefer nereye kaçmayı planlıyorsun? Kore? İngiltere?" Boğuk bir sesle konuşup diğerinin belindeki ellerini sıkılaştırmıştı Yibo.

"Tüh, yakalandım." Yüzünü Yibo'ya dönüp en parlağından bir gülümseme sunmuş, ardından sevdiği adama sokulup kafasını omzuna yerleştirmişti. Diğer her şey bir süre daha bekleyebilirdi.

Yibo çarşafı tekrar ikisinin üstüne çektikten sonra, parmakları diğerinin kolunda bir ileri bir geri gitmeye başlamıştı. Dağınık saçlarına öpücük bırakmayı ihmal etmemişti. Gözlerini kapatıp hak ettiği huzurun tadını çıkarmaya koyuldu.

Xiao Zhan'ın yüzüne yayılmış tebessüm Yibo'nun bütün dünyasını ışıldatıyordu. Huzurlu nefesleri diğerinin kalp atışlarının sesine karışıyordu. Parmakları yanındaki bedenin belini okşamaya koyulmuştu.

"Yibo?" Sanki başka biri onları duyabilecekmiş gibi kısık çıkmıştı sesi.

"Mn?" Her şeyin bir rüya olmasından ölümüne korktuğu için gözlerini açmamıştı Yibo.

"Bir insanın hayatında üç kez aşık olduğunu ve üçüncü aşkının gerçek aşk olduğu tarzı bir şeyler söylemiştin."

Yibo'nun gözleri ister istemez aralandı ve gülümsemesini bastırmak için dudaklarını birbirine bastırdı. "Mn."

"O zaman ben senin üçüncü aşkın mı oluyorum?" Kafasını geniş omuzdan çekip iri gözlerini diğerinin gözleriyle buluşturdu. Bakışları yavru köpeği andırırken ona karşı koymak neredeyse imkansızdı.

"Hayır." Hiç düşünmeden cevaplamıştı.

Xiao Zhan farkında bile olmadan kaşları çatılmış, suratı asılmıştı. "Ama demiştin ki-"

"Böyle şeylere çok çabuk kanıyorsun, bunu kullandığım için üzgünüm Zhan-ge." Dakikalardır bastırdığı gülümsemesi sonunda yakışıklı yüzünde yer edinmişti.

Xiao Zhan sadece birkaç dakika önce öpücük kondurduğu kola tokat atmaya hazırlanırken elleri diğerinin elleri tarafından durdurulmuştu. Boş bulunduğu sırada bir anda kendini yeniden Yibo'nun altında bulmuştu. Bileklerini sağ elinin arasına hapsetmişken diğer eliyle saçlarını sevmeye başlamıştı Yibo. "İlk aşkımın kim olduğunu sormayacak mısın?"

Xiao Zhan konuşacağı sırada dudağına küçük bir öpücük bırakılmıştı. Ardından nefes bile almadan konuştu Yibo: "Sensin."

Xiao Zhan'ın yüzündeki mızmız ama sevimli ifade yerini geniş ve büyüleyici bir gülümsemeye bırakmıştı.

"İkinci aşkım da sensin ve üçüncü de... Sonuna kadar sana tekrar ve tekrar aşık olacağım Zhan-ge."

Xiao Zhan bir şey demeden sevgilisinin dudaklarına uzanmıştı. Bir boşluk bulduğu sırada Yibo'yu altına aldı. "Yibo ben, geç kalmış hissediyorum, çok geç kalmış..."

chance with you // yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin