Benden gitmeyeceksin değil mi?

393 42 8
                                    

Mevsimlerin kesinlikle kokusu vardı ve sonbahar hep hüzünlü kokmuştu ona. Her yıl farklı bir hüzündü ve bu sefer beraberinde huzuru getirmişti. Kendini serin havanın kollarına bırakmış, elindeki kahve bardağını sıkıca sarmıştı. Bulundukları mevsimin sakinliğini taşıyan sessiz kafede -çok uzun bir süre olmasa da- kendisiyle baş başa kalmıştı. Düşündü, yaşadığı her şeyi bir bir mantık süzgecinden geçirdi ama bakıldığında hepsi deli saçmalığından başka bir şey değildi, farkındalıkla kıkırdadı. Hemen ardından ona dönen birkaç gözle utanıp telefonunu eline aldı ve Haikuan'a buluşacakları yere vardığını belirten bir mesaj gönderdi. Ardından kendini yeniden zihninin renkli dünyasına attı. Kafasının içindeki bu işi tek başına yürütemeyeceğini anladığında kalbinden yardım istedi, yeniden hayat bulmuş kalbin içindeki kişiye seslendi: "Wang Yibo, orada mısın?"

Duvardaki tablonun içine saklanmak istemişti Xiao Zhan ama ne kadar istese de içine girememişti aklı kadar karışık resmin. İstememişti onu, yaralarıyla ilgilenmemişti ve biraz da itelemişti. 'Belki de ait olmadığımdandır' diye düşündü kahvesini yudumlarken. Evet oraya ait değildi, bu yüzden yeni bir resim çizmişti. Renklerini Wang Yibo'dan ve kendinden emin fırça darbelerini içindeki aşktan alan. İçine kendini yerleştirmişti, ait olduğu yeri bulduğu için mutlu bir Xiao Zhan çizmiş ve oraya saklanmıştı. Çıkmaya niyeti yoktu bu yüzdendir ki kapısı yoktu bu tablonun. Xiao Zhan için kolay olmamıştı, Dylan'ı en az sevilmediği kadar sevmişti. Pişman değildi, yaşadığı her şey ona bu günü getirmişti. Dylan'layken farklı bir dünyanın içine giriyordu, bu dünyaya adapte olmak onun için her zaman zor olmuştu, yıpranmıştı. Bu da yetmezmiş gibi zaman geçtikçe Dylan'ın dünyasından uzaklaşmıştı, canını en çok acıtan kısım belki de burasıydı. Şimdiyse her şey çok farklıydı, bu ana gelebilmek için fazlasıyla yorulmuş, yormuştu. Yibo'ya ne zaman aşık olduğunu bilmiyordu, içindeki duygu çok eski geliyordu ama bir o kadar da yeniydi. Uzaktan bakıldığında eski sevgilisini kolayca atlatmış gibi görünse de bu doğru değildi. Onu atlatmak iki yılını almıştı, çok soğuk geçen iki yıl. Ayrıldıklarında bu kadar parçalanmış olmayı beklemiyordu ve birinin kırıklarını onarmasını da. Şayet karşısındaki Yibo olmasaydı esirgerdi kalbini, sonsuza kadar yapardı bunu. Dürüst olması gerekirse ondan defalarca kaçmıştı ama Yibo her seferinde bir şekilde başarmıştı kalbine dokunmayı. Wang Yibo'yla dünyaları aynıydı, ona ulaşmak için fazla çaba göstermesine gerek yoktu ama o, aşkına ulaşacağı her an adımlarını daha büyük atıyordu. Xiao Zhan yaklaştıkça Wang Yibo hızlanıyor ve ikisini birlikte ışıldamaları için gökyüzüne çıkartıyordu, melodileri birbirine karışan iki kalp bulutların üstündeydi.

"Xiao Zhan?" Çoktan karşısındaki sandalyeye yerleşmiş Haikuan'la daldığı bulutlardan çıkmış bakışlarını ona yöneltmişti.

                                ***

"On beş yaşında olsam hiç düşünmeden kendimi cayır cayır yanan ateşe atardım ama sevdikçe küçüldüm Haikuan, cesaretim kırıldı. Kendimi de Yibo'yu da çok yordum." Xiao Zhan söyledikleri karşısında küçük bir kıkırtı almıştı.

"Neden gülüyorsun?" Aralan dudakları yüzünden gizlenemeyen şaşkınlığıyla konuşmuştu.

"Sadece... mutluyum. Bunca zaman yaşanan her şeyi ikiniz açısından da gördüm. Sonunda zincirlerinden kurtulmana sevindim." Xiao Zhan'ın masada duran elini tutarak hala yanında olduğunu belirtmişti. "Yani siz şimdi tam olarak nesiniz?"

Bu kez gülümseyen Xiao Zhan olmuştu: "Bilmiyorum. Sadece... o benim için her şey. Adını koymadık. 'Sana geleceğim' dedim o da önce Dylan'la yüzleşmem gerektiğini söyledi, açıkçası bu beni tedirgin etmişti ama yaşanacak hiçbir şeyden pişman olmamam için bunu söylediğini düşündüğümde kendimden utandım. Ne olursa olsun onu daha fazla yormak istemiyorum." Xiao Zhan aklına gelen düşünceyle dudaklarını ıslattıktan sonra devam etti: "Birkaç gün önce He Ziqui aradı, İtalya'daymış ve en kısa zamanda buraya geleceğini söylemiş. Kafamda her şey bir yere otursa da bu durum bu konu için geçerli olmuyor Haikuan. Bugün Dylan'la yüzleştiğimde her şeyi öğreneceğim ama bilmesem daha iyiymiş gibi geliyor."

chance with you // yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin