Kırık Kol

84 6 11
                                    

Kollarımın arasına kitaplarımı almama rağmen çantam hala nasıl bu kadar ağır olabiliyor anlamıyorum.
Bu kadar ağır bir çantayı her gün okul ve ev arasında nasıl taşıyorum bilmiyorum.

En son kapının önünde çöktüm kaldım. Kapıyı çalacak mecalim kalmamıştı.

Kapının önünde öylece otururken karşı binanın kapısında bir hareketlenme görünce toparlanıp yerimden kalktım.  

Yola koşarak atlayan küçük bir çocuğu görmemle yola fırlamam bir olmuştu. Arabaların bu kadar yoğun olduğu bir anda bu küçük çocuk niye atlamıştı ki yola.

Karşıdan hızla gelen arabanın çocuğa çarpmaması için var gücümle ittim itmesine ama...

Sonrasını hatırlamıyorum. Sadece çığlıklar vardı. Etraf güneş tutulmuş gibi karanlıktı ama sesleri duyar gibiydim.  

"Öldü mü?"
"Hayır, yaşıyor."

●●●●●

Gözlerimi hastane kokusuyla açtım. Tabi bir de bir sürü baş aynı anda bana dönük bir şekilde fısıldıyordu.

" Uyandı sanırım ."
"Evet , uyandı. Ama niye konuşmuyor."

Annemi aradı gözüm ama yoktu oratlıkta. Abim, babam, Sude, Gözde, Pelin ve tanımadığım bir kadın vardı tepemde. Ve yola fırlayan o çocuk ...

İnleyerek yerimden doğrulmaya çalışınca bir çığlık çıktı ağzımdan. Çok acıyordu kolum. Bacağımı hissetmiyorum. Allahım ne oldu bana ?

Babam sakince beni tutunca gözlerim sulanarak ona baktım.

"Kollarım ağrıyor baba , bacaklarımı hissetmiyorum , ölüyorum değil mi baba ? "

Abim ve Sude'nin kahkaha atmasıyla gözyaşlarım akmaya başladı. Tam o sırada tanımadığım kadın konuşmaya başladı.

" Kızım , özür dilerim . Benim oğlanlar yüzünden bu hale geldin. "

Endişeyle gözlerime bakan kadına sadece ağlayarak tepki verdim.

" Sadece kolun kırılmış ve bacağın incinmiş. Bu kadar abartma istersen. " diyen abimin sesini duyunca öfkeden yataktan fırlamak üzereydim.

Babama dönüp annemi sorunca dışarıda olduğunu öğrendim.  Tam o sırada kapı açılıp içeriye bir genç ve annem girdi.

Annem beni görünce gülümseyerek yanıma geldi. Benim ne kadar zor bir durumda olduğumun bir tek o farkındaydı .

Tepemdekileri dağıtıp yanıma oturdu. Başımı sıvazlayarak beni teselli etmeye çalışırken bir yandan da küçük çocuğun annesinin özürlerini dinliyordu. Ancak benim gözüm odanın köşesinde durmuş öylece bana bakan gence takıldı.

Benim ona baktığımı fark edince kafasını çevirip dışarı doğru yöneldi. Küçük çocuk da onun peşinden gitti. Kapıyı kapatıp çıktıklarında çocuğun yüzünün niçin bu kadar tanıdık olduğunu sorgulayan beynim ve ben kaldım. Tabi bir de etrafımdaki kalabalık...

Sanırım küçük çocuğun abisiydi. Bu kadın da onların annesiydi. Ama kimdi bunlar? Normalde tüm mahalleyi tanıyan ben niye onları ilk defa görüyordum. Ve bu çocuğu hiç tanımamış olmama rağmen niçin bu kadar tanışmış gibi hissediyordum.

Kolun kırıldı Mısra . Koluna odaklan...

Ve ağla...

BİR TUTAM SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin