İtfaiye Merdiveni

13 2 0
                                    

Kalabalik sınıfta en arka köşede oturmuş cenemi elime yaslamış düşünüyorum. Düşünüyorum. Ve yine düşünüyorum.

Kim ola ki? Eğer fizik defterimin arasindan düştüyse bu not, mutlaka bizim okuldan biri.

Kız mı? Pek sanmıyorum...

Yani benimle şaka yapmıyorlarsa...
Gerçi sınıfta benimle konuşmaya cesaret eden çok az kişi var.

Saka yapmaya cesaretlerinin olacağını hiç sanmıyorum.
Ama erkekler...

Onlarla da iletişimim pek yoktur.
Sınıfta Arda dışında pek konuşmam ki erkeklerle.

Arda, sınıftaki ezeli rakibim. Aynı zamanda mesafeli de olsa dostluğunu esirgemeyen biri. Son birkaç haftadir devamsızlığını kullandığı icin gelmeyip sınava çalışacağinı söyledi.

Mantiklı ama zamanlama yanlış.
Yani...
Belki daha sonra ben de yaparım.
Aman neyse simdi konumuz bu değil.
Mektubun sahibi...
Sümüklü böcek şahsı.
Kim ola ki? Kim...

Osman? Yok ya. Çocuğun derdi gücü bilgisayar oyunu. Okuma yazma bildiğinden bile emin değilim.

Furkan? Ay hayır. Yani... Onu on birinci sıniftan beri tanıyorum. Düzgün bir tipti. Hala öyle...

Öf ne saçmalıyorum ben?!

Hem notta dememiş mi 'ben seni unutamadım' diye. Demekki eskiden beri tanıdığım biri.

"Mısra."

Tepemde beni dürtükleyen Sude'ye döndüm. Ders baslamak üzereydi muhtemelen.

Bir de şu geçen günkü olay var.
Yalan olayının üzeriden beş gün gecmişti neredeyse. O zamandan beri Eren'i hic görmemiştim. Pelin'le de aynı sınıfta olduğumuz icin karşılaşıyorduk ama anlık bakışmalar dışında ikimizin de konuşmaya hic niyeti yoktu.

Ne hali varsa görsün. Zerre umurum değil.

Sude ve Gözde ne kadar aramızdaki sorunu çozmek için cabalasa da bu konuda onlara pek fırsat verdiğim soylenemez. Benim icin şu anlık ders olmalı etrafimda. Test kitaplarımla dostluğumu kimseye değişmiyorum.

"Mısra." Dedi Sude tekrar.

"Hı?" Dedim sınıftakileri dikizlerken.

"Şu soruma baksana bi."

Uzattığı geometri sorusuna bakarak yüzümü buruşturdum.

"Çemberin çevresini bulacaksın."

"Aaa, öyle miymiş?"

"Evet." Dedim düz ve net bir sesle. Sanırım bu son olanlardan sonra Sude ve Gözde'ye de soğuk davranmaya başlamıştım. Kırıcı değilim ama soguğum. Gözde bizden farklı bir sınıfta olduğu için genellikle okul dönüşlerinde karşılaşıyoruz. Ama Sude ile aynı sınıfı paylaşınca onun bu soğukluğu hissetmesi daha olağan.

"Mısra, biliyorum çemberin çevresini. "

Bana net bir şekilde baktı. Ancak o konuşamadan hoca içeriye girdi. Ve ardından da uzunca bir çocuk girdi.

Bi-
Bir saniye...

Aniden Pelin'in tuhaf bakışlarını bana dondürdüğünü fark ettim. Aynı anda ben de ona döndüm.

Uzun buğday tenli siyah çocuk sınıfa göz gezdirince en son bakışları beni buldu ve genişçe sırıttı.

"Arkadaşlar sınıfımıza yeni bir arkadaşınız geldi."

Sonra öğrenciye dönerek
"Kendini tanıtır mısın?" Dedi.

Kalın tok bir sesle bana hala sırıtarak bakıp sınıfa kendini tanıttı.

BİR TUTAM SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin