BİR TUTAM SEN

Halüsinasyon

"Mısra , şimdi sen bu anlattıklarında ciddi misin? "

"Evet , gördüm diyorum ya , geri gelmiş."

Elini alnıma koyan Pelin endişeyle yüzüme baktı.

"Ay yok , sen bu kazadan sonra iyice kötüleştin . Halüsinasyon falan görüyorsun . Gerçi doktor durumunun gayet iyi olduğunu söylemişti ama. Ben bunu teyzeme falan söyleyeyim . Detaylı bir araştırma yapsınlar. Bir de sınav se-"

Taramalı tüfek gibi konuşan Pelin' in ağzına dolabının üstündeki peçetelerden birini sıkışırdım.

"  Allah rızası için bir sus ya. Ben iyiyim ve gerçekten gördüm diyorum. Oydu, eminim. "

Pelin ağzındaki peçeteyi yere tükürüp yüzüme iğrenerek baktı.

" Sümüklü peçeteyi ağzıma niye tıkıyorsun ya. Kusucam ."

Omzuna bir yumruk attım sağ elimle.

" İğrençleşme ya. Şurada ciddi bir şey konuşuyorum. Hem ayrıca odamın zeminine tüküremezsin."

Suratını buruşturarak bir süre öylece bana baktı.

"Cidden oydu diyorsun yani."

Başımı aşağı yukarı sallayıp dirseğimi masaya yasladım. "Oydu."

"Ama bu imkansız gülüm. Burası küçük bir mahalle. Eğer taşınmış olsalardı annenlerin haberi olurdu değil mi ? Annenle Gözde denen kadının arasından su sızmadığını falan söylemiştin. "

Doğru ya. Taşınmışlarsa annemin kesin haberi vardır. Gidip ona sormam gerekli. Muhtemelen dersime odaklanayım diye de söylememiştir.

"Akıllı kız seni." Diyerek yerimden  fırladım.

" Ben bunu niye akıl edemedim ki. Senden daha zekiyim oysa." Dedim yüzüne sevinçle bakarak.

Pelin gözlerini devirip kalktığım sandalyeye oturdu.

"Övdün mü gömdün mü belli değil kuzen."

" Neyse ne. Şimdi koşup anneme soracağım. "

Kapıdan çikmak üzereyken unuttuğum bir şeyi daha hatırladım Pelin sayesinde.

"Kuzencim, Güzide teyzem evde değil."

Arkama dönüp Pelin'in yüzüne sırıtarak baktım.

" Doğru ya. Dışarı cıkacağım demişti. Nasıl da unuttum. "

"İyi olmadığını akşam teyzemi arayıp söyleyeceğim. Şimdi ders mi çalışıyorsun dinleniyor musun bilmiyorum , ki bence dinlenmelisin çünkü hiç iyi görünmüyorsun, şu Eren zırvanasını bir kenara bırakıyorsun. Anlaştık ? "

Alt dudağımı sarkıtarak yüzüne baktım.

" Bu o kadar kolay mı sanıyorsun Pelin. Bir zamanlarki en iyi arkadaşını uzun zaman sonra tekrar görmek... Onu boşverip şimdi tekrar oturamam. Bir şey yapmam lazım. Yani bi-"

Sözümü kesip omzumdan tutarak beni masamın sandalyesine oturttu. Sonra da elime kalemi verip masamın üstündeki bir test kitabını önüme fırlatırcasına attı.

" Sus. Birincisi senin bundan sonraki en iyi arkadaşın benim , benim yerime bir başkasını düşünürsen duğer kolunu da ben kırarım. İkincisi aniden ortadan kaybolmuş arkadaşının yıllar sonra ortaya çıktığını söylüyorsun  Hadi diyelim çıktı. Eskisi gibi damimi olacağınıza emin misin ? Ya da seni gerçek bir dost olarak göreceğine. Bunu da geçtim. Kızım onu yani onları senin dışında bu mahallede gören yok. İspatın yok. Şimdi anladın mı? "