İlk kez görüyormuşcasına inceledim.
Doğuştan kalp hastaydım ben. Kalbim doğuştan hasarlıydı.Kalbim yerli yersiz ağrırdı. Yerli yersiz hızlanıp bileğimden küçüklüğümden beri çıkarmadığı saatimin o hiç sevmediğim tiz sesini kulaklarıma ulaştırırdı.
Alakalı alakasız günlerde gözlerimi odamın duvarlarından başka duvarların arasında aralardım.
Kalbimin durumu nasıl bilmiyorum ya da bilmek istemiyorum. Bilmemek daha iyi gelmez mi insana? Gelirdi. Çünkü cehalet gerçekten mutluluktu ve ben her anımı mutluluğa sımsıkı sarılarak mutluluğun yüzümdeki gülümseme olması için yaşıyordum.
Hayatta olduğum her an mutlu olmalıydım çünkü gerçekten hayat dudaklarımın aşağı bükülmesi için çok kısaydı.
Bu yüzdendi fütursuzca gülmelerim insanın bir ömrü kadar olan gülümsemeyi çeyrek ömrüme sığdırma çabamdı aslında kahkahalarımın alt metni.
"Aman anne hayat kısa sen de patlat bir kahkaha"
🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂🍂
Neşe daha çocukken kendisine koyulan kalp rahatsızlığı teşhisiyle çevresindeki insanlardan uzaklaşmaya başlar.
Sanıldığının aksine bu uzaklaşma neşenin isteği doğrultusunda gerçekleşmez daha küçük bir çocuk olan neşenin kalbini kendi gibi küçük çocuklar kırar.
Küçüklüğünden gelen bu durum neşenin ileri ki yaşlarını da etkileyecektir.Neşe insanları umursamaz gözüken sürekli insanların anladığı anlamadığı bir çok şeye gülen yani kısacası kırgınlıklarını yüzündeki gülümsemeyle örtmeye çalışan bir kişiliğe dönüşmüştür.
Kırgınlıkları arttıkça yüzündeki gülümseme de ona orantılı olarak artmış, neşenin mutlu umursamaz bir kişilik olduğunu herkese inandırmıştır.
İşin garip tarafıysa mutlu olduğuna Neşe bile inanmıştır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUĞA SARILMAK
Teen Fiction"Sen alırsın beni " Nefesim kesildi. "Hıh? " İstemsizce ağzımdan firar etti. Bir adım yaklaştı bana. "Hani beni kimse almazmış ya sen alırsın beni. " Dedi tekrar açıklayıcı bir şekilde. Utanmıştım! Vallahi utanmıştım! Bir kaç saniye yüzüne donm...