Akın dolu bir bölümle geldim. Tabi sonlara Gölge serpmeyi unutmadım. 😉
İyi okumalar...
^^^^^^^^^^^^
''Sana güzel haberlerim var evlat!'' Coşkulu sesiyle içeri giren adam elindeki dosyayı Akın'ın önündeki masaya bıraktı. Konuşmasındaki sevgi dolu hitap genç adamın sırıtmasına neden oldu çünkü sadece çok mutlu olduğunda bu şekilde hitap ederdi Remzi Bolat.
''Yüzünde güller açtığına göre gerçekten de güzel haberler getirmiş olmalısın.'' Onu kafasıyla onaylayan adamdan başını çevirip dosyaya uzandı. Açıp içine bakarken karlı bir anlaşmanın altına imza atılmış olduğunu gördü. Karşı tarafın ismini içinden tekrar ederken tanıdık bir isim olduğunu biliyordu.
''Sergei Petrovic...'' Başını kaldırıp Remzi'nin koyu kahve gözlerine baktı. ''Birkaç yıl önce suikasta kurban giden Mikhail Petrovic ile bir bağlantısı var değil mi?'' Bilmiş bilmiş baktı.
''Çok doğru noktaya parmak bastın Akın. Sergei onun oğlu, Rus mafyasının en korkulan adamının varisi.'' Yandaş olarak bulduğu bu güç ile yüzü günlerdir olmadığı kadar keyifliydi.
''O zaman hayırlı olsun diyelim.'' dedikten sonra dosyayı kapatıp Remzi'nin önüne itti.
''Tek iyi haber bu değil, uzun zamandır aradığın şeyin bir parçasını buldu bizim çocuklar.''
Tek kaşı kalkarken merakla sakallarıyla oynadı. Uzun zamandır aradığı şey ailesiydi. Hem de ömrü boyunca onları bulmayı istemişti. Heyecan damarlarında akarken Remzi'yi çabuk konuşması için sarsmak istedi ama yapmadı. Soğukkanlı bir şekilde duyacaklarını bekledi.
''Babanın evini buldular. Hatta adresi de yanımda.'' deyip gri ceketinin iç cebine uzandı. Küçük kağıdı kırıştırmadan Akın'a uzattığında kağıdın sertçe elinden çekilmesi bir oldu. Buna takılmayıp Akın'ın yüz ifadelerini izlerken pek de bir değişim olmadı genç adamın yüzünde.
''Bunu nasıl başardın?'' diye sorarken yıllardır bulamadığı şeyi sıkı sıkı tutuyordu. Yeşil gözleri mutluluktan koyulaşmıştı. Elleri belli etmese de hafifçe titriyordu.
''Benim için yaptıklarının karşılığında bunu hak ettin. Hem üzümünü ye bağını sorma diye boşa dememişler.''
Babacan tavrıyla Akın'a baktı ve ayaklandı. Akın bu sırada masanın ardından çıkıp karşısına geldi. Remzi onun omzuna elini koyup hafifçe sıkarken, ''Sağ ol.'' diyen Akın başka ne diyeceğini bilemiyordu. Kendini hiç olmadığı kadar duygusal hissederken Remzi omzuna birkaç kez vurdu.
''Sana bu macerada başarılar evlat. Ben gideyim artık.'' dedi ve odadan çıktı. Bu sırada ayakta kalıp onun arkasından kapanan kapıya gözlerini diken Akın hala elinde tuttuğu kağıdı hafifçe yukarı kaldırdı. Gözlerini yazan yazıda gezdirirken beklemeye niyeti yoktu. Hemen bugün bu adrese gidecekti. On yıllar boyu ailesi kim diye merak etmişti. Bugün bir cevaba en çok yaklaştığı gün olacağını hissediyordu.
Kağıdı koyu renk kot pantolonunun cebine sıkıştırıp köşedeki askılıkta duran koyu kahve deri ceketini aldı. Siyah gömleğinin üstüne giyerken kapıya ilerliyordu. Odasından çıktıktan sonra her zaman kapısında dikilen Tufan da onun peşine düşünce arkasını döndü.
''Sen burada kal, gece gelmezsem barı idare edersin.'' dedikten sonra arkasını döndü ve merdivenlere ulaşıp ikişer ikişer indi. Boş olan bar pistinden geçip yukarı çıkan merdivenlere ulaştıktan sonra onları da ikişer ikişer çıkıp güneşin aydınlattığı sokağa çıktı. Kapıdaki korumalar ona selam verirken o önündeki arabasına bindi. Kemeri takıp gaza basarken, sokaktan kısa zamanda çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜMÜN ÇENTİK İZLERİ
AksiKorkma!.. Biraz daha yaklaş. Sadece seni bir hayal dünyasının içine atacağım ve emin ol... Çıkmak istemeyeceksin! ---------------------------------------------------- Acıya bulanmış bir çocukluk... Gölge Serez Hayatın girdabında boğulmuş bir adam...