Mirror² ❦ KTH ✓

❦𝟏𝟗❦

Taehyung üç kardeşin karşısına oturduğunda Seonmi de oturmuştu Taehyung gibi. Ardından da karşılarındakilere bakmaya başlamıştı.

Derin bir nefes alan MiSoo isimli kadın "Ben başlıyorum" demişti kardeşlerine bakıp. Onlar ise olumlu anlamda kafa sallamıştı.

"Ben MiSoo ve üç kardeşiz. Chan Sung ortancamız ve Hyun Kang en küçüğümüz. Ben ise en büyükleriyim. Dedemin bir tane oğlu oldu. O da bizim babamız zaten. Ama dedemden önce öldüler. Annem de babam da vefat etti."

Taehyung olumlu anlamda kafa salladığında "Dedem bize hep sizleri anlatırdı. Yaşadıklarınızı ve yaptıklarınızı.

Yıldızları anlatırdı uzun uzun. Atalarından bahsederidi..." demişti gülümseyip. En küçükleri olan Hyun Kang ise "Bir de bol bol küfür ederdi size" demişti.

MiSoo onu dürttüğünde kıkırdayan Taehyung "Ben de onu çok sevmiyordum zaten" demişti. MiSoo ise tekrar Taehyung'a bakmıştı.

"Sizi o kadar çok anlatırdı ki... Delirdiğini sanmıştık hatta.

Belli bir yaştan sonra çok daha kötü bir hale geldi. Sürekli yıldızlar hakkında konuşmaya başlamıştı. Rüyalarına girdiklerini söylerdi. Biz de hastaneye yatırdık."

Taehyung doğrulup "Ne rüyası?" dediğinde "Yıldızlarla konuştuğunu söylerdi işte. Seonmi'ye ulaşmalıyım derdi her zaman" demişti MiSoo. Seonmi ise "Donghyun neden benimle konuşmak istesin ki?" diye sormuştu.

"S-siz... Seonmi misiniz? Ama sizin insan olmanız gerekimiyor muydu?"

Taehyung en küçüğe bakıp "Değişim geçirdi. Onu düzeltmeye çalışıyoruz zaten. Donghyun... Yani dedeniz size anlatmıştır. Onun atalarından kalan eşyalara ihtiyacımız var. Krallık bazı değerli bilgileri onlara vermiş. Yani dedenizin atalarına. Bizde eksik olan şeyler burada ve onlara ihtiyacım var." dediğinde "Dedem hastaneye kaldırıldığında eşyaları attık biz. Değersiz gördük ve zaten... Hiçbiri doğru düzgün okunmuyordu. Çok kötüydü." demişti Donghyun'un ortanca torunu. Taehyung ise elini alnına vurmuştu.

"Aslında dedem atacağını söylemişti ama attığını düşünmüyorum kesin saklamıştır."

Taehyung gözlerini en büyük kardeş MiSoo'ya çevirdiğinde "Kaç yaşında Donghyun" diye sormuştu. MiSoo ise "Yüzdört" diyerek cevap vermişti.

Taehyung olumlu anlamda kafa salladığında "Doksan yıl mı olmuş?" diye sormuştu merakla Seonmi. Taehyung ise gözlerini tavana çevirmiş birkaç küçük hesaplama yapıp "Seksen yıl" demişti.

Küçük kardeş Seonmi'ye bakıp "Dedem sizi çok anlatırdı" dediğinde kaşlarını çatmıştı Taehyung ve "Peki ya babaannen? Hana'yı sevmiyor muydu deden?" diye sormuştu. Küçük kardeş Hyun Kang ise "Hayır, birbirlerini çok severdi dedem ve babaannem. Seonmi'yi... Kardeşi olarak anlatırdı." demişti.

"Kardeş mi?"

Ortanca kardeş Chan Sung gülümseyip "Dedemin bir kız kardeşi doğmuş ama büyüyemeden vefat etmiş. Bu yüzden de onu kardeşi gibi görüp bakmak istemiş. Yani bize böyle söyledi. Babaannem Hana ise bunu onaylardı. Tabii trafik kazasında ölene kadar" demişti.

Taehyung kaşlarını havalandırdığında "Dedem babaannemi kaybettikten sonra kötüleşti zaten. Onsuzluk çok yalnız hissettirdi onu. Ondan sonra da tamamen yıldızlara taktı. Keşke inansaydık da yıllarını hastanede geçirmeseydi dedem... Ona çok üzülüyorum" demişti en büyükleri MiSoo. Taehyung ise "Peki ya kitaplar? Nasıl ulaşacağım onlara? Dedeniz doğru düzgün konuşamıyor bile." demişti.

MiSoo derin bir nefes alıp "Kendisi yüzdört yaşında? Bu şekilde olması normal değil mi? Her zaman burada da duramıyoruz. Bayan Lee dedemin bakıcısı ve o ilgileniyor onunla. Zaten siz dedemin yanına girdiğinizde görmüşsünüzdür. O kadın dedemin bakıcısı." dediğinde "Bayan Seonmi... Dedemi görebilir mi?" diye sormuştu küçük kardeş.