11

371 40 8
                                    

Jungkook
Yeni kuruttuğum saçlarımı elimle taradıktan sonra, gömleğimin kol düğmelerini ilikledim ve son kez aynaya baktım.

Parfümümü elime aldığım sırada Joo Hyun'un gür bir ses ile isyan etmesi sebebiyle korkmuş, parfüm şişesini elimden düşürmüştüm.

"Okula geç kalıyoruz, hadi artık!"

"Aman be, geliyorum."

Çantamı aldıktan sonra odamdan çıktım ve merdivenlere doğru yürüdüm.

Merdivenden bir adım atmamla elleri belinde, kaşları çatık Joo Hyun'u görmem bir olmuştu.

"Kız olan benim, ama sen benden daha geç hazırlanıyorsun!"

"Kız olmakla ne alâkası var bunun, ayrıca geldim işte. İki dakika bekledin diye öldün mü?"

"İki mi?! Yarım saattir sesleniyorum sana!"

"Tamam uzatma farecik. Annem çıkmış mı?"

"Evet."

"Hadi biz de çıkalım o zaman." diyip merdivenlerden aşağı indim.

"Jennie ile buluşup öyle gideceğiz."

Jennie mi? Hayır, Jennie'yi görmek istemiyordum. Ona kendimce sinirliydim ve görürsem yumuşardım.

"Ne?"

"İlk kez mi duyuyorsun? Jennie'yle beraber gideceğiz diyorum. Jisoo bir yerlerde kıstırır diye korkuyorum. Her şey beklenir ondan, yalnız bırakamam onu."

Onunla gitmek istemiyordum, ama şu an uydurabilecek bir bahanem de yoktu.

Joo Hyun kapı kolunu çevirdiği sırada telefonum çaldı, arayan kayıtlı olmayan bir numaraydı.

Telefonu açtığımda bir kız sesi karşılamıştı beni.

"Alo, merhaba Jungkook, ben Chaeyoung."

"Merhaba?"

"Ben şey için aradım."

"Ne için, ve numaramı nereden buldun?"

"Numaranı Jisoo'dan aldım. Konuşmak istediğim şeyi telefonda konuşamayız."

"Ne?"

"Okulun hemen yanındaki kafede seni bekliyor olacağım, lütfen beni kırma ve gel."

Ben bir şey söyleyemeden telefon suratıma kapanmıştı.

"Kimdi arayan?" dedi Joo Hyun, eli hâlâ kapı kolundaydı.

"Eski bir arkadaşım, buluşmak istiyor."

"İyi, hadi gidelim."

"Şimdi buluşmak istiyor." Chaeyoung bilmeden de olsa, beni kurtarmıştı.

"Ne saçma, neden okul saatinde olduğumuzu söylemedin?"

"Eski arkadaşım diyorum, kıramadım işte. Hadi sen git Jennie'yi bekletme."

"Kimmiş o arkadaş? Ben tanırım senin tüm arkadaşlarını."

"Joo Hyun, ne kadar çok soru soruyorsun? Git artık."

Tekrar konuşacağını anladığımda, onu kapının dışına ittirdim ve kapıyı kapattım.

Joo Hyun'dan bir kaç dakika sonra ben de evden çıkacaktım. Eğer hemen onunla çıksaydım beraber yürümemiz gerekecekti.

Evde geçireceğim son dakikaların hızlanması adına telefonu elime alıp sosyal medyada turlamaya başladım.

Broken Smile | Vnniekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin