13

373 36 2
                                    

Taehyung
"Bu kadar acımasız mısın?"

"Dün o iğrenç elleriyle bana saldırdı, acımasız olan ben miyim? Yüzümün haline bak!"

"Biliyor musun, keşke kimse Jennie'yi tutmuyor olsaydı ve Jennie seni paramparça etseydi."

"Nasıl böyle söylersin Taehyung!?"

"Ona zarar verememen adına iğrenç bedenine dokundum, mide bulandırıcısın!"

"Taehyung kalbimi kırıyorsun!"

"Çok üzüldüm, şu an bunun için ağlayabilirim."

"Kim Taehyung, benimle dalga geçmeyi bırak!"

"Sen ciddiye alınacak biri değilsin, nasıl olurda dalga geçmem? Kim Aptal Jisoo, Jennie'nin yakasından düşmezsen, o çok beğendiğin suratından daha fazlasını kaybedeceksin."

"Ya! Neler söylüyorsun?"

"Söyleyeceğimi söyledim Kim Jisoo, Kim Jennie'den uzak duracaksın. Bir dahakine karşında bu kadar sakin olmayacağım."

Son sözlerimi söyleyip, Jisoo'yu okulun arka bahçesinde tek başına bırakmıştım. Ondan gerçekten nefret ediyordum, bir kaç saniyelik o saçma öpücük hayatımı mahvetmişti.

Okul kapısının önünden yürüyordum ve cam kapıdan, dışarıda olan Jennie, Joo Hyun ve Jungkook'u rahatlıkla görebiliyordum.

Jennie perişan olmuştu, onlara bağırıp çağırıyor gibi duruyordu. Jungkook'un Ona dokunması sinirimi bozuyordu, Jennie'de çok memnun gözükmüyordu.

Joo Hyun, Jennie'ye her ne söylediyse bir anlık susmuştu Jennie. Gözlerini ayak uçlarına dikip düşünmeye başlamıştı.

Başına ne geldiyse benim yüzümden geliyor Jennie, senden çok özür dilerim. Bu yaptıklarımdan sonra senden uzak durmam gerekiyor ama ben senden uzak durmak istemiyorum.

Ne olursa olsun sana kendimi affettirmek, yeniden seninle bir arada olmak istiyorum. Önüme hangi engel çıkarsa çıksın, Jungkook, Jisoo hiç biri umrumda değil. Ben meyve ağacından düşmek üzere olan bir meyve isem, sen beni düşmemem için tutan küçük dal parçasısın. Ve senden ayrılmayacağım, sende olgunlaşıp, gerekirse sende çürümek istiyorum.

Jungkook'un elleri, tekrar Jennie'nin elleri ile buluşacağı sırada, kendime engel olamayıp cam kapıya doğru hareket ettim.
Kapı kolunu hızla çevirdiğimde, üçü de gözlerini bana dikmişti şaşkınlıkla.

Ne yapıyorum ben?

Jennie'nin elinden tuttum ve bir kaç saniye Jungkook'un yüzüne baktım. Kim Jennie benim, ben hata yapmış olsam da o benim.

Jennie hâlâ ne yaptığımı anlamaya çalışırken elini daha sıkı tutup bir adım attım. Ama Jungkook, daha fazla adım atmama müsaade etmeden Jennie'nin diğer elini tuttu.

Canına mı susadın Jeon Jungkook?

"Nereye götürüyorsun onu?" Ağzından çıkan kelimelere göre evet, canına susamış. Karışmak haddine değil.

"Sana hesap mı vereceğim?" dedim, histerik bir gülüşün ardından.

"Evet vereceksin. Jennie senin hiçbir şeyin, ama ben onun arkadaşıyım."

Arkadaşısın, daha fazlası olamazsın. Yakında arkadaşta olamayacaksın.

"Bir doğru ve bir yanlış. Bu söylediklerini değersiz yapıyor." Jungkook, bu söylediklerime cevap vermeden önce Joo Hyun gevelemeye başladı.

"Ne saçmalıyorsun Kim Taehyung? Jennie'yi nereye götürdüğünü zannediyorsun?" Jeon Joo Hyun, bir işe de karışmazsan, çok şaşıracağım.

Jennie elini benim elimden kurtarmak için çabalamaya başlamıştı. Biraz daha burada kalmak istemiyordum. Bu aptal Jeon kardeşlerin saçmalıklarını dinlemeyecektim.

Broken Smile | Vnniekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin