17- Sezon Finali

411 30 74
                                    

Jennie
Bir kaç gün önce olsa, yaşadığım her şeyi yalanlayabilirdim belki de. Henüz herkes öğrenmemişti. Ama basın açıklaması ve babamın tanınan biri oluşu, Tüm Seoul'e rezil olmamı sağlamıştı.

Utanmıyordum, kesinlikle utanması gereken ben değildim. Bir insanın acılarını, sırlarını ortaya çıkaran kişi olarak utanması gereken birileri varsa, başta Jisoo ve sonra da Chaeyoung'tu. Derste verecektim, intikam da alacaktım.

Jisoo okula gelmemişti, benden korktuğu için mi? Hayır hiç zannetmem. Onun okula gelmeme sebebi Taehyung'un da gelmiyor oluşuydu büyük ihtimalle.

Kurşun kalemimi sırama konumlandırmış, karalıyordum. Öğretmenlerimiz bunu görse kesinlikle azar işitirdim. Ama bu etkili bir stres atma yöntemiydi.

Taehyung'u çok merak ediyordum. O her şeyi düzeltmek isteyen kişi değil miydi? Neden bir şeyleri düzeltmek adına okula gelmiyordu? Hemen vaz mı geçmişti? Ben çabucak vazgeçilebilecek biri miydim?

Aklım karmakarışık olmuşken, hâlâ onu düşünüyor oluşuma kızgındım. Beni unutmak kolaysa, onu unutmak daha kolay olmalıydı.

Teneffüs zili çalmıştı, tabiki fark etmemiştim. Fark etmemi sağlayan, Jungkook'un sandalyesini sıramın yanına çekmesi ve yüzünü yüzüme yaklaştırmasıydı.

Şaşırarak geri çekildim. Ellerini yüzüne yasladığında çok çekici görünüyordu.

"Ne düşünüyorsun böyle kara kara?" Dedi elimden kurşun kalemimi alırken.

"Öylesine bir şeyler karalıyordum işte, ders sıkıcı geldi de."

"Eğlenceli bir şeyler yapalım."

"Ne yapacağız?"

"Okuldan kaçalım mesela?" Bu hiç Jungkook'tan gelebilecek bir teklif değildi. Son zamanlarda farklı davranıyordu, buna bir türlü alışamıyordum.

Ama okul gerçekten sıkıcıydı, bu yüzden teklifini kabul edecektim.

"Peki, kaçalım." Dediğim anda elimi tuttu ve hızla sıradan kalkıp sınıftan çıktık. Ellerimize baktım, aklımdan dahi geçirmemem gerektiğine inandığım düşünceler beynimi tırmalıyordu: Jungkook ve ben. Eğer tüm bunlar olmasaydı, biz olabilir miydik?

'Olamazdınız Jennie, çünkü sen dünyaya bir kez daha gelsen, yine Kim Taehyung'u seveceksin.' Diye geçirdim içimden.

Dalgınlığımın eseri; omzumla birine çarptım. Sert çarpıştığımızdan canı yanmış olmalıydı. Kesinlikle o da düşüncelere dalmış, dalgının tekiydi. İkimizinde canı yanmıştı.

Endişeyle döndüm ve ona baktım, Taehyung'tu. Evet, ikimizin canı yine aynı anda yanmıştı.

Neden bu kadar geç kalmıştı ki?

"İyi misin?" Dedim, gözlerini benim Jungkook'la tutuşturduğum elime dikti.

"Nereye gidiyorsun?" Dedi. Sesi hasta gibi çıkmıştı, üzüldüğü için mi böyleydi? Kalbimin derinliklerinde pusmuş milyonlarca iğne aynı anda sivri uçlarını batırıyordu sanki, yüreğim parçalanıyordu. Onun için endişeleniyordum.

"Benimle geliyor, bu cevap sana yeterli olmuştur." Jungkook dahil olmaması gereken konulara sürekli bir şekilde dahil oluyordu. Sinirimi bozmuştu. Taehyung'un bir şey söylemesine izin vermeden beni peşinde koşturmaya başladı.

Hayatımı mahveden ama hâlâ her gördüğümde beni aptal bir aşığa çeviren adam geldiği için okul sıkıcı gelmiyordu şimdi, o yüzden okuldan kaçmak istemiyordum.

Broken Smile | Vnniekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin