Halis,Guzman'ın Cesur'u Benimsediği Dönemler,Gece
Ben iki insan karışı farkıyla dönüverdim hayata.Sonra tutunacak bir dal verildi elime,öylesine sıkı tutundum ki o dala bir noktada her şeye körleşip yalnızca elimdeki defterin maddelerine açıverir hale geldim elalarımı.
Dışarıdan her şey olağanüstü bir normallikteydi,açıkçası normaldi de.Sevildiğim bir ailenin içerisinde büyümüştüm,mutlu olmam gerekti.Mutlu gibiydim.Fakat eksikliğini solumda hissettiğim bir şeyler vardı.Ben bu gün hâlâ o halt her neyse çözemiyorum.
Pencerenin kenarına minder atıp oturuyorum,uyuyorum,çalışıyorum,okuyorum fakat yolunda olmayan bir şeyler olduğunu bir tarafım daima hissediyor.
Ona hayır diyemiyorum.Hayır demeye ne dilim varıyor ne de zihnim.Bende basit geleni yapıyorum Guzman'a sarılıyorum o anlarda.
Şimdiyse ne Guzman var ne de başka bir şey.Bir tek ben kaldım karşısında.Biri elimden tutup kaldırana kadar ağlıyorum.Bekliyorum fakat kaldıran yok.Guguklu kuş 7.seferine çıkıyor,bense bir başımayım.
•••
Halis'ten olaysız(?) dönüşümüz üzerinden bir hafta geçiyor şimdiyse.Defterim Guzman hâlâ kayıplara karışmış,ben ise bu duruma düşündüğümden hızlı bir şekilde adapte olmuş durumdayım.
Ailemin beklentisi etrafı yıkıp karıştırmam iken 21'inde daha defterinin yarısını dolduramamış oluşumdan mütevellit bir vazgeçiş ve hayra yoruş ile karşılama kararı aldım kaybımı.
Fakat sanmayın ki her şeyi tamamen elden bıraktım ve yoluma hedefsiz devam ediyorum.Olur mu öyle şey yahu!
İstanbul'a dönüşümle beraber ilk istikametim bir dövmeci arayışına girmek oldu.Guzman'ı anmak ve onunda etkisiyle bir madde tamamlamak oldukça romantik gözüktü gözüme.
Bedenime bir şeyi kazımak ve onunla ömrümü geçirmek pekte kolay olmadığından birçok forumda gezip yorumlar okudum.
Biri oldukça dikkatimi çekti:
"Yakışıklı dövmeci,güzel ve tatlı dövme,otantik ortam.Ayrıca bir de çıkışta hediye kitap!"
Dostlarım indirim adına koşan ben hediye lafını duyunca ne yaparım tahmin edebiliyor musunuz?Hayır ise hiç telaşa gerek yok çünkü şu an istikamet kesin ve ben tabiiki sizinle paylaşacağım.
Galata'nın arka sokağına yani Sol Dövme Atölyesi yoluna ilerliyoruz anılarıyla yolumu neşelendiren taksici Erdem Amcamla.
Bir hoşçakalı,paslanmış görüntüsüyle çam yeşili kapı karşılıyor.Doğru varışımdan emin olmaya çalışıyorum bir müddet çünkü kapıda şaşalı yazılara,ışıklı görsellere yer verilmemiş.Yalnızca taş duvarın sol tarafında küçük siyah bir tabela var varışımın doğruluğunu kanıtlayan.
Kaçmak için 10 saniye sayıyorum.Sıfır'a ulaştığımda hâlâ buradayım.Ellerim kapıyla buluştuğunda küçük bir elektrik çarpıyor.
Fark ediyorum ki içimde her şeyi hızlıca yaşayan ben için bu dakikalar fazla uzun bir hal alıyor.Sonrasıysa tam bir curcuna.Elimde yalnızca iki cümlem kalıyor.
Sevgili dostum Guzman,beni bu boyalıyla ve yapılan yeni bir görevle taçlandırarak ayrıldığın için teşekkür ederim.Zira çalan çan değil,karşımda dövmeyi kazırken sigarasını tüttüren üstsüz adam hipnozumun gerçek sebebi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sol Atölyesi'nin Prensi
Short StoryKızın fotoğrafı bende buradayım dercesine defter aralığından yeri boylayıp dikkatleri üzerine çekiyor. Cesur'un sigarasıyla dudağı arasındaki küçük boşluk fotoğraftaki silüetin gülümsemesini fark edişiyle duruyor. An itibariyle açık sayfa 13, "Aşık...