Bir beş dakika Evin içinde dolanarak mutfağı aramıştım ve çok şükür ki uzun uğraşlar sonunda bulmuştum. Elimde ki sıcak çorba tepsisi ile yukarıya çıkmaya başladım, diğer yemeleri yiyebiliceğini sanmıyordum.
Sessiz bir şekilde kapıyı açıp içeriye geçtim, yine çarşafı üzerine çekip yatmıştı.
"Uyudun mu yoksa?" Dedim, alayla gülümseyerek.
"Tıh... beraber yatmadığımız sürece bugün uyunayacağım."
"Ha, o zaman uyumuyorsun bu gece?"
"Aksine... mışıl mışıl uyuyacağım" dedi, hafif bir öksürükle beraber güümseyerek. Bende aynı şekilde gülümseyerek tepsiyi yatağın yanında ki komidine koydum.
"Şimdi oturuz şekle gelmen lazım hafif..." Dedim, aynı zamanda elimi ensesine koyarak hafif kaldırılmıştım. Yastığı yatağın başına yaslayıp; sırtını yasladım.
"Aferin uslu çocuksun" dedim gülümseyerek. Gamzelerini huzuruma sunup gülümsedi, "altımda olunca görürsün uslu çocuğu" dedi, yapmacık bir tehditle..
"Ben seni şuan şu halde bıraksam, sen görürsün asıl. Neyse hasta hasta çenen iyi laf yapıyor. Yemek yemen lazım" dedim tepsiyi kucağıma alarak. Kaşığı kâseye daldırıp doldurdum. Elimle kaşığın altına tutarak ağzına doğru götürdüm. Ağzını açıp çorbayı içmişti...
Son kaşığı da verip tepsiyi tekrar komidine koydum. Tepsinin üstünden ilaç ve suyu alıp kamer'e doğru uzattım. Parmaklarımın arasında ki ilaçı ağzına alıp parmağımı hafif ısırmıştı...
"Aaa, n'apıyorsun?" Dedim, kaşlarımı çatarak.
"Hastayım ben...vurma bana" dedi, dalga geçercesine. Omzuna çok hafif bir şekilde vurup suyu uzattım. "Zıkkım iç" dedim, şakayla. Öksürmeye başlayınca gözlerimi pörtletip sırtına vurmaya çalıştım.
"Şaka Allah'ım şaka" dedim, korkuyla. "Keşke başka bir şey dileseydim anasını satayım"
Öksürükleri geçmiş gülerek bana bakıyordu. Tüm gece gülerek bana bakarsa dayanamacağımı düşünüyordum.
"Hadi uyu, sabaha bir şeyin kalmaz." Dedim, samimiyetle.
"Göğsünde uyutsana beni" dedi, bir çocuk gibi. Karşımda sanki 5 yaşında ki bir çocuk vardı, o küçük çocuk benden bir şey istiyordu. Ve ben bu küçük çocuğa hayır diyemezdim. Yatağın Sol tarafına geçerek yastığı, yatak başlığa yasladım. Kamer iyice alta doğru kaymış ve başını boynum ile göğsüm arasına koymuştu. Boynumdan tikim vardı ve eğer bir şey yaparsa, tokatı yapıştıracağıma emindim. Yatakta iyice yayılıp bir elini belime doğru uzattı. Belimi sımsıkı sarıp iyice kendine yaslamıştı beni,
"Boynumdan tik-" dudaklarını serçe boynuma bastırması ile anlık refleks olarak yüzüne tokatı yapıştırmıştım. Gözlerimi kocaman açıp biraz geri çekildim bakmak için. Gözlerini sımsıkı kapatmış dudaklarını birbirine bastırmıştı. Yanağında elimin beş parmak olarak izi vardı...
"Ay özür dilerim...tikim var benim, anlık olarak yapıyorum" dedim, gözlerimi masum bir şekilde açıp kapayarak. Gözlerini açıp gözlerimizi birleştirdi.
"Tokatta yemedik demeyiz vesselam" dedi, alayla. Sürekli vesselam dediğim için vesselam dediğini çok iyi biliyordum. "Şu tik işini çözmemiz lazım...bir ömür böyle geçmez."
Ağzım o' şeklini almış şaşkınlıkla ona bakıyordum. Hafif bir kahkaha atarak beni yatağa çekti tekrardan.
"Şimdiden böyleysen..." Diye fısıldadı kulağıma fısıldayarak. Saçları yanağıma değiyordu, elimi kaldırıp uzun ipek gibi olan saçlarına daldırdım. Yukarı doğru tarıyormuş gibi yapıp saçları ile oynuyordum. Saçları arasına minik bir öpücük kondurup tekrar oynamaya devam ettim, memnun olduğuna dair mırıltılar çıkarıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mira +18 | texting
Teen FictionMira: lütfen beni bir sik- Mira: yazacağımı düşündün demi? Mira: çok beklersin ehehe Mira: ya da ben çok beklerim aq Mira: sanki mesajı görüceksin. Mira: altında ki kızları doyur önce. Mira: her gün başka kızla, ne midesizsiniz amk Yayınlanma tari...