19. bölüm

25.1K 1.3K 882
                                    

Gözlerimi uykunun verdiği yorgunlukla araladığımda, sıcaktan ölecek mişim gibi hissediyordum. Kafam hala kamerin boynun gömülü, kollarımla onu mengene gibi sarmıştım. Tartışmasız biri bana bu kadar yapışık bir şekilde uyusa, söve söve kaldırırdım. Fakat Kamer bundan hiç rahatsız değişmişcesine mışıl, mışıl uyuyordu.

Üzerimizde ki yünlü battaniyeyi ayağımla öyle bir ittirmiştim ki, Kamer'in mırıldanışlarını duyuyordum. Kollarımı belinden çekip; hafif kenara kaydım. Kamer huzursuzlanmış gibi gözlerini kırpıştırarak açmıştı.

Sıcaktan bayılacak bile olsam, her sabah onun gözlerine bakarak uyanmayı tercih ederdim.

"Karnın nasıl?" Dedi uykulu sesi, ama gözlerini sürekli kapatıyordu tekrar uyuyacakmış gibi.

"Geçti, geçti" dedim sevecan bir tavırla, "hadi kahvaltı yapalım kalk"

Ağzından itiraz dolu nidalar döküldüğünde, tekrardan dibine girip yanına uzanmıştım. Bir elimi Yataktan destek alırcasına koyup; Kamer'in yüzüne doğru eğilmiştim. Diğer elimi de Kamer'in gözünü açmaya çalışıyordum.

Gözünü açıyordum ama Bıraktığımda yine kapanıyordu.

Allah Allah, niye ki acaba?

"Kamer" dedim, r' harfini gereğinden fazla uzatarak. "Sabah oldu kalk hadi."

"Sende uyu..."

"Uykum yok, kalk hadi ya!" Dedim, yanağını çekiştirerek. Bunu neden yapmıştım bilmiyorum ama komiğime gitmişti. Yanakları slime gibiydi. Tekrardan yanağını tutup üste çekmiştim, bu şekil gülümsüyormuş gibi oluyordu. Küçük bir kahkaha attığımda Kamer yüzünü buruşturmuştu.

İyice yüzüne doğru eğilip, sıktığım yanağını dişlerimin arasına almıştım. Kamer'in gözünü açıp bana baktığına emindim. Yanağını serçe ısırıp geri çekilmiştim. Kamer gözlerimi yumduğunda gerçekten acıdığını anlamıştım. Gülümseyip tekrardan kendimi yatağa atmıştım.

Kamer gözlerini açıp bana baktığında, ona şirince gülümsüyordum.

"Yanağımı ısırdın?" Dedi, bir tespitte bulunurmuşcasına. Kaşlarımı yukarı kaldırıp "hadi ya?" Tavrı takınmıştım.

"Ne alakası var canım? Ne yanağı? Yastık o yastı-" Kamer'in yerinden kalkıp, üzerime doğru eğilmesi saniyelerini almıştı. Gözlerimi şaşkınlıkla açıp ona bakıyordum. İyice yüzüme doğru eğilip, yüzlerimizi eşitledi.

"Isırdığın yeri öp bakalım." Dedi, tok bir sesle. Aynı zamanda yanağını dudaklarıma doğru döndermişti. Gülümseyip yanağına, güçlü bir öpücük kondurmuştum. Tekrardan bana yüzünü döndürmüştü.

"Bu yanağımda acıyor...onu da öp geçsin." Dedi yumuşak bir sesle. Ciddi misin dercesine ona bakıyordum, fakat o çoktan yanağını bana döndermişti. İki elimde kafasının yanlarından tutup oraya da bir öpücük bırakmıştım. Memnun olmuşcasına bana dönüp, yüzümüzün arasında mesafe kalmayacak şekilde eğilmişti.

"Bu da benden olsun..." Dedi gülümseyerek, dudaklarını dudaklarıma yaklaştırıp, güçlü ama bir o kadar da naif bir öpücük kondurup geri çekilmişti. "Günaydın bebeğim."

"Her sabah böyle uyanmak dileğiyle... günaydın sevgilim." Dedim bende gülümseyerek.

"Hadi kalkıp, küçük ayıyı doyuralım." Dedi, şakacı bir tavırla.

"Göbeğim duyuyor bunları...alındı şuan..."dedim yalandan hüzünlenmiş gibi. Bana sen ciddi misin? Bakışları atıp, ayağa kalkmıştı.

Mira +18 | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin