17. bölüm

26.8K 1.3K 892
                                    

🖤🗝️

"Şimdi tekiz" Kamer'in sesini duymamla gözlerimi kısıp sinsice ona bakmıştım.

"Yani?" Dedim a' harfini uzatarak.

"Yanii...kaldığımız işe devam edebiliriz." Dedi üzerime gelmeye başlarken. Bende hafif adımlarla geriye doğru gidiyordum.

"Demir şimdi gelir ama..."

"Açmayız kapıyı." Dedi, sırıtarak.

"Olmaz öyle, ayıp olur." Dedim yine geriye doğru kaçmaya devam ediyordum.

"Olsun." Dedi omuzlarını silkeleyip. O her adım attığında bende geriye doğru adım atıyordum. Sonunda sırtım duvarla buluştuğunda içimden bir küfür etmiştim. Yüzüne alaylı bir gülümseme kondurup dibimde bitmişti. Başımı biraz kaldırıp gözlerimizi birleştirmiştim. O da hafif başını eğip yüzlerimizi eşitlemişti.

"Ne zamandır bugünü bekliyorum bilemezsin." Diye fısıldadı dudaklarıma doğru. "Nefes al sevgilim" ne zaman tuttuğumu bilmediğimim nefesi onun konuşması ile vermiştim.

Gözlerini, gözlerimden ayırmadan yumuşak bir şekilde dudaklarınızı birleştirmişti. Bir elini belime boyup; bir elini de başımın kenarına konumlandırmıştı. Beni sertçe kendine çektiğinde bedenlerimiz arasında ki mesafeyi sıfıra indirmişti.

Üst dudağımı dudaklarının arasına aldığında inleyerek kendimi ona bastırdım. Dudağımı hafif bir şekilde ısırdığında ağzımı açmam gerektiğini anlamıştım. Dudaklarımıı hafif bir şekilde aralayıp dilinin içeriye girmesine izin verdim. İki elimi de ensesinde birleştirerek ona daha sıkı sarıldım. Dudaklarımız her bir hareketi uyumla yaparken ben onun saçlarını çekiştirmekle meşguldüm. Kasıklarımda ki ağrı daha fazlasını istememe sebep oluyordu.

Dillerimiz birbirlerine dolanıyor, birbirimizi keşfetmek istercesine yavaş hareket ederek bizi daha zor duruma sokuyordu. Elini iyice belime bastırdığında bacaklarımı beline dolamıştım. Bunu bekliyormuş gibi ellerini kalçamda birleştirmişti. Nefes alma ihtiyacı ile yanım tutuşuyordum. Üst dudağını dişlerimin arasına alıp ısırdım. Bu bir dur ikazıydı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırmak istemiyomuşcasına yavaş hareketlerle dudaklarımı serbest bırakmıştı. Gözlerim sıkı sıkıya kapalı, dudakları dudaklarımın üstünde derin soluklar alıp veriyordum. Nefeslerimizi dengesiz şekilde vermeye devam ederken gözlerimi açıp ona bakmıştım. Onun kucağında olduğum için neredeyse aynı boydaydık. Sarı harelerini, mavi gözlerimle birleştirmiş dünyanın en güzel manzarasını bana sunmuştu.

"Gözlerin... Okyanuslarda ki bütün sular gözlerinin içinde... gözlerine dalmak istiyorum bazen, dalıp çıkmamak."

Dudaklarımızı bu sefer ben birleştirmiştim. Fakat onun aksine sertçe ısırıyordum dudaklarını. Gözlerine dalmak istiyorum bazen, dalıp çıkmamak. Üst dudağımı dudaklarının arasına alarak emdiğinde, kendime ona bastırıp inlemiştim sertçe. Altımda sertlik kadınlığıma her temas ettiğinde daha sert öpücük konduruyordum dudaklarına. Dudaklarımızı ayırmadan; kucağında ki benle beraber yatak odasına doğru ilerlemişti. Dudaklarını son bir öpücük bırakıp ayırmıştım dudaklarınımızı. Yatak odasının kapısını açıp içeriye girmişti. Şuan tek beden gibi görülebilirdik çünkü çocuk gibi kalmıştım kucağında.

Beni yumuşak bir şekilde yatağa yatırdığında, ağırlığını vermeden üstüme uzanmıştı. Derin nefesler alıp verirken ona bakıyordum. Dudaklarını alnıma bastırıp minik bir öpücük kondurmuştu.

"Çok güzelsin..." Diye fısıldadı saçlarıma doğru. İltifatı beni gülümsetirken çenesine bir öpücük kondurmuştum. Elleri karnımdan başlayarak sürterek aşağıya inmeye başlamıştı. Daha fazla gidecek yerim varmış gibi kendimi yatağa bastırıyordum. Elleri eşofmanım üzerine gelince beklemden içeriye soktu. Elini iç çamaşırımın üzerine koyunca sesli bir inleme ile saçlarını tutmuştum.

Mira +18 | texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin