7

203 17 56
                                    







Burnunun dibindeki saçlara minik öpücükler kondurdu ve bir süre sonra o da uykuya daldı.

Göğsündeki bedenin uyanık olduğundan habersiz.

...

Sabahın erken saatlerinde mutfaktan gelen kokularla uyandı diğerleri de. Ev sahibi olarak yemek hazırlayan Kun'a yardım etmişler ardından da sofraya oturmuşlardı. O zamana kadar kimse salonun kapısını açmamıştı uyuyan Jeno ve Donghyuck'u uyandırmamak için ancak şimdi hep birlikte kahvaltı yapmaları gerekiyordu. Son tabağı da masaya koyduktan sonra Jaemin salona adımlamıştı.

"Hyuck ve Jeno'yu uyandırayım ben." Diyerek mutfaktan ayrıldı. Üzerindeki uyku mahmurluğunu hala atamadığı için yavaş hareket ediyordu hala.

Salona girdiğinde koltukta yatan ikiliye ilerledi ve birbirlerine sarılmış uyuyan bedenlere gülümsedi. Jeno ilk geldiğinde yaptıkları konuşma aklına dolmuştu birden. Donghyuck'tan gerçekten hoşlandığını bu sıcakta birbirlerine sarılıp yatmalarından anlamıştı.

Hafifçe Jeno'nun omzuna dokundu.

"Jeno hadi kalkın, kahvaltıya bekliyoruz." Demiş ve fazla uzatma gereği duymadan gözlerini açan bedene güvenerek salondan ayrılmıştı.

Jeno ilk önce fark etmemişti ancak yavaş yavaş bilinci yerine gelirken kolları arasındaki Donghyuck'a inanamayarak baktı. Sonra dün akşam hafif sarhoşluğunun etkisiyle yapılan konuşmaları ve birbirlerine sarılmaları doluştu zihnine.

Ayılana kadar hala uyuyan bedeni izledi. Sonra biraz daha geç kalırlarsa aç kalacaklarını düşünerek Donghyuck'u uyandırmayı akıl edebilmişti.

Önce yumuşak ve adeta parlayan saçları okşadı, geriye doğru taradı. Sıcaktan dolayı hafif nemlilerdi. Sonra parmak uçlarını göz kapaklarına indirdi, biraz da orada oyalandı ancak Donghyuck'un uykusu ağır olmalı ki tepki vermedi. Son çare seslenmekti.

"Hyuck." Dedi fısıltı gibi kısık bir sesle birlikte.

"Kalk hadi." Donghyuck'un uyanması için bunu birkaç kere daha tekrar etmesi gerekti. Belki korkar bahanesiyle sesini yükseltmiyordu.

En sonunda gözlerini aralayan bedenle birlikte gözleri kısılana kadar gülümsedi.

"Günaydın." Dedi yine kısık sesiyle birlikte.

Donghyuck uyandığı anda duyduğu ses ve hemen dibinde gördüğü psrlak gülümsemeyle birlike kıkırdadı ve yeni uyanmanın verdiği mahmurluğu yenmek için gözlerini ovaladı.

"Sana da günaydın." Diyerek cevap verdi. Sesinin kalın tınısı Jeno'nun oldukça hoşuna gitmişti. Hafif çatallı ve uykulu kalın sesini her sabah dinleyebilirmiş gibi hssediyordu.

"Diğerleri kahvaltıya başladı. Sen de biraz ayıl da gel." Diyip yataktan kalktı ve önce lavaboya ardından da mutfağa ilerledi. İlk defa Kun'un evine geldiği için biraz tedirgindi. Birkaç günlük arkadaşlıkları vardı sadece ancak ortam onu çabucak kucakladı sofrada.

Muhabbete onun da katıldığı ve kahvaltıya başladığı sırada Hyuck yüksek enerjisiyle mutfağa girdi.

"Günaydın canlarım! Ellerinize sağlık çok güzel gözüküyor kahvaltı." Diye şakıyordu. Jeno'nun yanındaki boş sandalyeyi çekti ve hep birlikte kahvaltının tadını çıkarttılar.

O Sole Mio | NoHyuck Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin