Uzun bir sürenin ardından tuvaletten çıkmayı başarmışlardı.
Sanki hiçbir şey yokmuş gibi arkadaşlarının oturduğu köşeye adımlarken Donghyuck, Jeno'nun adımlarının titrek olduğunu fark etti.
Henüz hissettiği duygulardan kurtulamamış olan Jeno, yeni doğmuş ceylan yavrusu gibiydi, bacakları her adımında titriyordu. Donghyuck usulca kolunu ince beline dolayıp yürümesine yardım etmeye başladı.Kalabalık masaya vardıklarında herkes kendi arasında bir şeyler konuşmaya devam ediyordu. İkilinin gelmesi pek bir etki etmemişti, tabii bu da işlerine gelmişti. Yan yana boş olan sandalyelere oturdular ve kendilerine birer içki söylediler. Üzerinlerinden hala atamadıkları yorgunluklarının üstüne mekandaki yüksek müzik ve arkadaşlarının sesli konuşmaları kafalarını daha da şişiriyordu ancak geleli çok olmadığı için de kalkamıyorlardı.
Donghyuck yorgunlukla kafasını yanındaki bedenin omzuna koydu. Jeno ise bu hareketle gülümsedi ve elini avuçları içine alıp baş parmağıyla hafif hafif okşamaya başladı.
İkilinin sessiz geçirdikleri dakikaların ardından ortaya atılan fikirle bu sefer herkes sessizleşmişti.
"Hadi çakmak oynayalım."
Herkes hep bir ağızdan onaylar sesler çıkarttığında Jeno, anlamsız gözlerle baktı etrafına.
"Nasıl oynanıyor bilmiyorum. Ben oynamasam daha iyi."
Donghyuck kafasını hızla kaldırdı ve kimsenin cevap vermesine izin vermeden söze girdi.
"Oynayacaksın. Hem çok zor değil, bir çeşit doğruluk cesaretlik oyunu."
"Ben anlatırım!" Diyerek söze girdi Doyoung.
"Elinde çakmak olan kişi birinin yanına gidip kulağına bir soru fısıldayacak ve çakmağı ona verecek. Çakmağı alan kişi de sorunun cevabı kimse ona çakmağı verecek. Sorunun ne olduğunu bilmek için taş kağıt makas oynayacaklar. Eğer çakmağı veren kişi kazanırsa söylemeyecek ama eğer çakmağı alan kazanırsa sorunun ne olduğu söylenecek ki hangi soruya cevap seçildiği anlaşılsın."
"Tehlikeli bi oyuna benziyor. Tamam, varım." Demiş ve bu garip oyunu oynamayı heyecanla beklemeye başlamıştı Jeno.
Aralarında sigara kullanan tek kişi Yuta olduğu için oyuna o başlamıştı. Aklına gelen soruyla karşısında oturan Kun'un yanına gitmiş ve soruyu fısıldamıştı kulağına. Kun duyduğu soruyla yüzüne bir gülümseme kondurmuş ve Yuta'nın uzattığı çakmağı alıp ayaklanmıştı. İki yanında oturan Chenle'ya çakmağı verdiğinde herkes merakla taş kağıt makas oynamalarını beklemişti.
Chenle seçilmenin verdiği merakla odaklanmış ve kağıt yapmıştı. Kun, taş yapmasıyla birlikte sesli bir nefes vermiş ve soruyu herkesin duyacağı şekilde söylemişti."Homoseksüel olsan kiminle çıkmazdın, dedi Yuta."
Masadaki herkes kahkaha atmaya başlayınca Kun panikle konuştu tekrar.
"İyi birisi olmadığın için değil Lele! Sadece seni küçük kardeşim gibi seviyorum ve tahmin edersin ki aramızda fazlasıyla yaş farkı var."
Chenle yüzüne bir gülümseme kondurdu ve önemli olmadığını ifade edercesine başını salladı.
"Soru sor hadi!" Dedi heyecanla ve Kun'un soruyu fısıldamasını merakla bekledi.
Kun aklına gelen soruyla yüzüne sinsi bir gülümseme kondurdu ve Chenle'ya yaklaştı.
Chenle duyduğu soruyla gözlerini olabildiğince açmış ve kafasını sallamaya başlamıştı. Kun'un hakkındaki her şeyi bildiğini unutmuştu ve şimdi de soruyu cevaplamak zorundaydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
O Sole Mio | NoHyuck
Fanfiction• O Sole Mio by SF9 • ["Yaz aşkın olarak kalmak istemiyorum, Lee Jeno."] •bxb •smut! 🥇 #1 nohyuck #1 jeno