bölüm 8- aynalar ve yansımadaki yaralar

542 90 102
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

William Sheakespeare beklemek cehennemdir der ve sonuna şunu ekler, ama beklerim seni.

Beklemenin cehennemini bizzat deneyimlemiştim. Öyle çok yakıyordu ki insanın canını, adına ızdırap demek hafif kalırdı. Ve yine öyle çok yakıyordu ki insanın canını, yapamayacağı yeminler ettiriyordu. Önceki yeminlerin zincirlerini kırıyor yerine daha güçlü olanları ekiyordu. Her zerresinde çırpınan aşkın soluğunda bir daha sevmeyeceğim dedirtiyordu. Daha çok sevmene neden oluyordu.

Gözlerini, ruhuna ince ince işlenen sevdaya yumduruyor; pencerelerini içeriye ondan bir parça meltem girecek korkusuyla sıkı sıkıya kapatıyordu.

Kapılarını sevmeye, beklemekten yorulduğun günlere ve ona kilitliyordun. Sonra bir yemin daha kayıveriyordu dudaklarının arasından.

Sevmeyeceğim. Bu aşk beni dermansız hastalıklara, sonu kayalıklı uçurumlara sürükledikçe sevmeyeceğim. Ben onun için göz yaşlarımı dökerken o benim yanımda olmadığı için vazgeçeceğim. Kendimden vazgeçmeden önce bu aşktan vazgeçeceğim.

Sonrasıda malum, bu yeminlerde diğerlerinin yanında yerini alıyor. Sanki öncekiler hiç var olmamış ve duyulmamış gibi. Daha önce hiç düşmemiş, pes etmemiş gibi.

Oysa ben toparladığım parçalarımı etrafa savuralı, kendime vermeye korktuğum sevgilerimi bile minho uğruna harcayalı çok oluyor.

Ama küçük bir çocuk gibi aynaların karşısına geçip onu sevmeyeceğime dair yeminler edeli dakikalar oluyor. Aynadaki silüetim yüzünden kendimden daha fazla nefret edeli, yorgun düşüp aynalarımı kıralı sadece birkaç dakika oldu. Bu oyun beni dakikalar içinde dizlerimin üzerine düşürdü. Daracık odalarda soluksuz, kış günlerinde güneşsiz bıraktı.

Ama ben hala bekliyorum. Sanki biraz önce minhoyla kavga eden ben değilmişim, sinirden ağlayacak raddeye gelmemişim gibi bekliyorum. Minho'yu sevmeyeceğimde dair yeminler etmemiş gibi bekliyorum. Kukla olduğum oyunda boğazıma ipler geçiren lee minho değilmiş gibi soluksuz kaldığım odalarda bana o nefes olur diye bekliyorum. Üşümeye terk edildiğim güneşsiz kış günlerinde güneşim onunla doğar, şimdi titreyen bedenim onun kolları arasında huzura kavuşur diye bekliyorum.

Beklemek cehennemdir lee minho, ama beklerim seni.

Titreyen ellerimi lavabonun kenarına yaslayıp aynadaki yansımamla göz göze geldim.

Ne zamandır bu kadar kırmızıydı gözlerim ya da ne zamandır dünya'nın yükünü kendime dert edinmişim gibi çökmüştü omuzlarım? Bu aşk ne zamandır beni göz yaşlarımda boğuyordu?

sweater weather ; minsung×hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin