bölüm 3- his boşluğu ve iç burkulması

714 112 84
                                    

·

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

·

Kalp kırılan bir yapıydı. Parçalarına ayrılıp tuzla buz da olurdu mesela. Bir daha hiç atmayacak gibi ritmini kaçırdığı zamanlara da benim gibi denk geldiğinizi var sayıyorum çünkü bu koca coğrafya da ölecekmiş gibi hissedip acıdan kıvranan tek canlı ben olamam.

Tabi asıl konumuz bu değil. Dedim ya kalp kırılmasının ne demek olduğunu hepimiz az çok biliyorduk. Kalp kırılırdı kırılmasına ancak başka ilginç işlevleri olan şeyler de mevcuttu.

Örneğin duygular insanın içinde büyürdü. Bir filizin büyüyüp yeşermesinden çok daha farklı bir büyümeydi bu. Sürekli bulundukları yerde çoğalırlardı, hastaklı bir hücre gibi yayılırlardı. Sizi etkisiz bırakıncaya değin, artık kaburgalarınızın arasında yerleri kalmayıncaya kadar büyürlerdi hemde. Anlayacağınız ufak bir nefret parçası ya da bilmem kaç kitaba, romana, filme ve şarkıya konu olmuş kelebekler büyüyüp bir aşk kıvılcımına dönüştü mü yolun sonuna gelmiş olurdunuz.

O zaman ne siz o duygulara tercüman olabilirdiniz, ne de o duygular size.

Bende olamıyordum işte. Ne içimde büyüyüp giden o duyguya tercüman olabiliyordum ne de kalp ağrılarımın nedenine. Oysa konuşsam, anlatmak için çaba sarf etsem eminim beni anlayan birileri çıkardı. Kalbi kırılan, acıdan kıvranan tek insan ben değilsem aptal bir oyuna kukla olan da tek ben olamazdım değil mi?

Adımı dahi bilmeyen bir adamın sahiden ellerimi tutacak oluşuna ihtimal veren tek aptal da ben değildim o halde.

Sevdiğim adamın bir başkasına aşık oluşunu ellerim arasında bir bardak sıvıyla, biraz sallanan bir bedenle tek dinleyen ben değildim.

Hwang hyunjin lee minho'nun eski sevgilisiydi. Onların koca bir geçmişi vardı ve çıktıkları dönem benim ağır bir depresyon ve anksiyeteyle savaş verdiğim zamana denk gelmişti. Dış dünyayla tüm ilişkimi kesip kendi yaralarımı sarmaya çalıştığım o zaman diliminde onların hikayesi oluşmuştu.

O dönem okulumu dondurmak zorunda kalmıştım, o yüzden aralarında olanlardan haberim yoktu. Tabi yarım saat önceye kadar. Çünkü festival bitip lee minho'yla bar mekanı bir yere geldiğimizde anlatmıştı her şeyi.

Oldukça klasik bir hikayeydi. Minho hyunjin'i unutamamıştı, hala ona aşıktı. Birkaç saat önceye kadar bir topluluğun önünde benim ismimi söylerken o insanların içinde hyunjin'de vardı. Yine minho beni öperken bunu sadece hyunjin görsün diye yapmıştı.

Komik olmaya gerek yok, beni sahiden sevdiğini düşünmek aptallıktan başka bir şey değildi. Lee minho hwang hyunjin'e aşıktı ve tek amacı da onu yeniden elde edebilmekti.

sweater weather ; minsung×hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin