bölüm 7- sevmek ve sevilmek meselesi

559 94 120
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

.

Sevmek ve sevilmek hayatımın her döneminde kalp kırıcı maceralara yelkenlerini açmış ve derin okyanuslarımda boğmuştu beni. Oysa sevmek için içi kıpır kıpır olan bir çocuk olmuştum hep. Bir şeyleri sevmek, beni mutlu edecek şeylere sıkı sıkıya tutunmak o zamanlar kalbimi çarptırır ve beni olduğumdan daha heyecanlı bir jisung yapardı.

Sevmenin bir karşılığı olur sanmıştım. Ben seversem diğerleri de beni çok sever diye düşünmüştüm, bir gün gerçekten aşık olursam dört bir yanım sevginin parmaklıklarıyla kuşanır sanmıştım sonra.

Aşık olmuştum, sevmiştim ve hala sevmeye de devam ediyordum. Bazen bu göğüs kafesimin içine sığdıramadığım hisler yüzünden korkuyordum. Kendime ettiğim bencillikleri halının altına iteklerken ya tüm bunlar sonum olursa diyordum. Ya benim sonum sevmekten olursa, gözlerimi kapattığım ve gözyaşlarımı akıttığım geceler bir gün gerçekten nefesimi benden alıp giderse. Bu aşk beni hasta ederse, ne yapacağım o zaman?

Bitmiyordu, düşüncelerimin sonu hiç gelmiyordu. Kafamın içinde koca bir boşluk olduğu günler bile, yatağıma uzanıp tavanımla göz göze geldiğimde ardı arkası kesilmiyordu zehirli okların. Çünkü içimdeki jisunglardan birisi boku yediğimi çok iyi biliyordu.

Ben ne kadar seversen seveyim, sevilmeyi asla başaramıyordum.

Bu şey ilk kez çocukluğmda bana gözlerini kapatan hayali dostlarımla, ardından bir gece yatağıma bana iyi geceler dilemeye gelen babamın artık büyüdüğümü söylemesiyle devam etmişti. Büyüdüğümü hissetmeden büyüdüğüme inandırılmıştım, ruhum daha çocukken omzuma bırakılan sorumluluklarla büyümek zorunda kalmıştım. Ama biliyordum bu sadece benim için böyle değildi, hayatta her şey aniden gerçekleşiyordu. Bir gece ansızın büyüdüğün gibi ansızın aşık oluyordun.

Ben öyle olmuştum, baya gördüğüm an nefesimi kesmişti minho. Onda aşık olabileceğiniz çok fazla detay vardı. Hatta büyük ihtimalle o bile detaylarının çoğundan habersizdi çünkü çok kısacık zaman dilimlerinde dahi en ufak hareketiyle insanları büyülemeyi başarıyordu. Mesela dostlarını dinlerken daha durgun ve sakin oluyordu. Tek elini ensenine koyup başını koluna doğru yatırıyor ve dudaklarında yeşeren belli belirsiz tebessümle dinliyordu onları.

O kendini her zaman karanlık bir kişiliğin içine itip insanlara da bu şekilde görünmeyi tercih ediyordu ancak ben fark ediyordum. Minho ne kadar karanlığı ve kapalı kutuları seçerse seçsin ben ondaki aydınlık yanı da görebiliyordum.

Herkesten gizlediği yaldızlarının sırrını sadece ben biliyordum.

Minho benim aksime sevilmeyi sonuna kadar hak ediyor ve başarıyordu da. Bende ruhuma ektiğim umut tohumlarıyla onun beni seveceği günü bekliyordum. O anlamda ya da başka şekilde. Yalnızca bir kez olsun dudaklarından onun için önemli olduğumu duymayı istiyordum. Bir kez olsun kahveleri bana da hyunjin'e baktığı gibi ışıl ışıl baksın istiyordum. Belki o zaman şimdiye kadar sevilmeyi başaramadığım tüm anları zihnimden kazıyabilirdim, sadece minho'nun bana verdiği değerle özel biri olduğumu sayıklayabilirdim.

sweater weather ; minsung×hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin